20 Kasım 2009 Cuma



Bugün resimleri düzenlerken Yağmur'a ait o kadar güzel resimler gördüm ki bayıldım. Nereden nereye dedim geçmişe şöyle bir bakarken...Güzel kızım benim bu resminde 2008 yılının temmuz ayına ait Ankara 'dayken çekilmiş.

Sana bayılıyorum biliyormusun?:)

Anuçka

Bir cuma akşamı

Bugün haftanın son günü birazdan Yağmur kuşumu okuldan alacağım ve en sevdiği günler başlayacak:)tatilllll:)
Yarın da kuzuyla tiyatroya gideceğiz...okulda çok gitti tiyatroya ama benimle 2. gidişi olacak Yağmurun. İlk gidişimizde pek keyif alamamıştı ama küçüktü de daha...şimdi daha rahat oluruz gibime geliyor. Yarın Kibritçi Kız oyununa gideceğiz...Bu oyunun masalını anlatırken Yağmura hep sonunu değiştirerek anlatıyordum üzülmesin diye...Ama hayatın acı yanları var tabi yarın oyunun sonunu ben değiştiremeyeceğim ve sonrasında nasıl sorular alacağım Yağmurdan ya da asıl önemlisi ne cevaplar vreceğim bilmiyorum:)?? Bugün hiç dışarı çıkmadım hiç birşeyde yapmadım kaç zamandır kitap okuyamıyorum yine neden olacak dersem de tabi ki fazla gezinti olmak. Bayramdan sonra inşallah okuyacağım yoksa yeni kitap almakta cezalıyım.
Akşama da ıspanak köklü yeşil mercimek yemeği yapacağım...
Nedense cuma günleri en sevdiğim günler benim. İçim dolup taşıyor hep... akşama bu baklagil yemeğinden sonra biraz da kalorili bişiler yapabilirim aslında:p nasılsa az kalori alıyorum ya:p olsun yedikçe psikolojim düzeliyor yiyiyorum ve domuz gribi olmayacağım diyorum işe yarıyor şimdilik:)
Valla her sabah bu domuz gribi korkusuyla 7,30 da kahvaltımız hazır oluyor kızarmış ekmekler taze sıkılmış meyve suları ne bilim akşam oluyor zencefilli ballar, kuşburnu çaylar:) işte bu işin sonu nereye gider bilmiyorum ama fazla şişmeden sağlıklı günlerimiz olur inşallah. Daha da bu bakıma domuz gribi olursak Allah'ım istedi dicem ne diyim dahaaa...Neyse de kızımdan uzak olsun bu mikroplar artık içimiz dışımız mikroplarla savaşmak oldu. Dışardan geliyoruz eller mikroplardan arındılır, meyve suyu içerken ne diyoruz? içelim ki mikroplar bize yanaşmasın yani pipiriğimize pipirik kattık, uzak olun bize nolursunuz.

Anneannemde ameliyat oldu omuzundan yaklaşık 1 ay olacak Ankara'ya da gitmem gerekiyor kısa zaman içinde canım anneannem narkozdan sonra ayılırken beni sayıklamış:( seni çok seviyorum bitanecik anneannem.

19 Kasım 2009 Perşembe

Sen hayatıma girdin gireli güzel kızım her zayıf kalışımda hep güçlü olmam gerektiğini düşündüm. Çünkü güçlü olmazsam ayakta kalamazdım...
Şimdi de hep diyorum ya aslında bir senim var benim...sahip olduğum ve hiç bir zaman karşılık beklemeden seveceğim, bekleyeceğim bir senim var...hep yanımda kal olur mu? beni sakın bırakma ve sadece mutlu ol.

İnsanlar senin için her şeyi düşünebilir ama sen hep kendini, vicdanını bil. Doğru insan her zaman senin içinde olacak. Bir başkasının gözündeki sen, hiç bir zaman sen olmayacaksın..

Yüreğinle ayakta kalmasını bil. Ben her zorlukta yanında olacağım, aldığım nefesin süresi bitene kadar ellerini tutacağıma söz veriyorum...

Suda sen varsın anne...

Dün yine çok duygulandım. Yağmur'un dün okuldan gelen raporunun içinde yazanlardan dolayı...

Yağmur damlalarını canlandırıyorlarmış drama dersinde, Yağmur'umda yağmur damlası olmuş, öğretmeni sormuş; nereye düşeceksin Yağmur? diye benim yavrum da suya düşeceğini çünkü orada annesinin olduğunu söylemiş...

Ben senin hep istediğin yerde, yüreğinde nerede görmek istersen her zaman kayıtsız şartsız orada olacağım bebeğim...

Anuçka
Kuşum benim dün yine çok mutlu ettin beni yine bir şiir öğrenmişsin o minik dudaklarınla sen arabada kendi kendine okurken ben kulağımı o fısıltıyı duyabilmek için sana yakınlaştırdım ve duyduklarım;

1881 de bir bebek doğdu
Annesi adını mustafa koydu
Sarı saçlı, mavi gözlü o güzel çocuk
Büyüdü, çalıştı atatürk oldu!

Çıldırıyorum o minik ağzından her gün yeni bir şey çıktığında. masal okurken, tekerleme söyleyip şarkılar şiirler okuduğunda ne mucizevi bişey olduğunu görüyorum sana bakıpta. Geçen gece yatağıma uzandığımda her şey sessizken, sen uyurken kıvrılıp büzüşüp yatağında, düşündümde iyi ki varsın iyi ki seninde bana dediğin gibi "en iyi arkadaşımsın" sen. Sebepsizce her anımda sarılabileceğim tek varlıkmışsın gibi geldi bana...dünya birden küçüldü de sanki sadece sen ve ben vardık bu kocaman ve yalnızlaştığımız dünyamda. Tekrar tekrar iyi ki doğmuşsun dedim iyi ki bir kızım olmuş dedim durdum.

Ağladım birazda ama bir o kadar da güçlendim yeniden o gece...


4 Kasım 2009 Çarşamba

Uyan Ey Gözlerim...

Bazen nutkun tutulur ya her şeyi boşverirsin de yalnızlığınla başbaşa kalırsın tam da en sevdiğin havadır...unutuverirsin her şeyi...

bu dünya fanidir sakin aldanma
mağrur olup tağcu tahta dayanma
yedi iklim benim deyu güvenme
uyan ey gözlerim gafletten uyan
uyan uykusu çok gözlerim uyan
Yine çok uzun ara verdik yazmaya ama benden sebep değil, internet sorunu:(sonunda iptal eetirdim ve başka bir servis sağlayıcısından şu an sorunsuz hizmet almaya başladım.
Teknoloji ilerledikçe yaşamak kolaylaşıyor mu zorlaşıyor mu zıt bir ilişki işte.
Yazmadığım günden bu yana neler değişti ??? öncelikle kızım hasta değil:)çok şükür ama bu domuz gribi dolayısıyla ruhum hasta benim o ayrı. Yani sürekli doğal şeyler ballar, zencefiller, pekmezler, meyve suları of derken kendimize iyilik yapmaya çalışıyoruz. Sırf bu nedenden yağmur'u okuldan almayı bile düşünsem bunun çare olmadığını da biliyorum. Kuzucuk okula gitmeye devam ediyor.
Dün uzun bir yürüyüş yaptım. Yağmur'a öncelikle istediği puzzle ı almaya gittim ama bulamadım onun yerine yine daha çok bulmacaya benzer başka bi puzzle aldım evde Yağmur paketi açar açmaz "anne ben senden bunu istememiştim:( dedi ama neyse durumu anlatınca hoşuna da gitti. Oturduk yaptık bi kaç sefer. Bense puzzle aldıktan sonra en keyifle kitap okuduğum yere gittim orda oturdum 2 saat kitap okudum birazda kitapları inceledim ve dayanamayıp yine kitap aldım.
Son günlerde çok konuşulan "Kayıp Gül-Serdar Özkan" romanını aldım alır almaz da bitirdim. Dün gece bitti. Nedense gerçekten uzak kurguları okumak her ne kadar romanı okumaya beni iteklesede okuduktan sonra "eh işte" diyorum. Bu da öyleydi.
Ama en keyif veren şey tabi ki her okuduğum kitaptan sonra bir ders alıyor olmam ve bir şeyler öğrenmem. Bu yüzden bana kattığı değerlerde yok değil .
2. kitap "Ayşe Kulin-Tek ve Tek Başına Türkan" Ayşe Kulin'i zaten çok severim ama bu ülkeye çok şey katmış olan değerli Türkan Saylan'ı da daha yakından tanımak adına okumayı çok istedim. Şimdi ona başladım. keyifli gidiyor. Zaten biyografi niteliğinde...
Başucu kitaplarım arasında ise İnce Memed serisi var. o da harika üzerine laf edilemeyecek bir roman bir klasik bence.
Yine şu anda "Yaş otuzbeş şiirleri" arada sığındığım bir kıyı...
Sancılı bir okuma sürecinden geçirdiğim Tolstoy-Diriliş te bu arada bitti:)
Okumaya devam ...
Devam etmem gereken şeylerden biri de iş bulmak artık:( Allah'ım nasıl bir yaradılışım var ama çalışmak istemiyorum:)ama çalışmak zorundayım..zorundalıktan çok akıllı olmak zorundayım:)
en kısa sürede artık bir işe girmem gerekiyor....

  Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...