19 Mayıs 2010 Çarşamba

İğneli

Geçen gün Kabalcı da gezinirken okudum bu şiiri çok hoşuma gitti...

İĞNELI
Anam babama aşık olmuş, Babam da anama.
Gezelim bu Çarşamba demiş babam.
Sür-dişli anam, öyle şık bir fistanı yok,
Ablasının nişanlığını istemiş ödünç,
Teyzem daha toplu, oturmamış üstüne entari,
Teyelle, iğneyle ayarlamışlar üstüne anamın.
Babam, kavilleri üzre, gelip Topkapı dışındaki evlerine
Anamı alıp, kaçbir tramvaylan aktarma, Bebeğe götürmüş o Afrodit'i.
Bebek sırtlarına çıkmışlar.
Babam oturtmuş anamı çayıra,
Denizi göstermiş, İyi şeylerden söz etmişler,
Derken öpecek olmuş anamı,
Anam çoktan razı.
Babam el atınca orasına burasına,
Fistandaki iğneler batmaz mı eline!
Ay! demiş bağırmış babam...
O gün, o çayırda, o an
Düştüğüm için ben anamın imgelemine,
Yaşamda da, şiirde de
Böyle iğneli konuşmaklığım..

Can Yücel

Bir nehirde iki kere yıkanılmaz - herakleitos

Bir nehirde iki kere yıkanılır mı istenilirse yıkanılır ama denildiği gibi her şey değişim içindeyse canlı da değişir, su da, doğa da... konunun özüne göre düşüncelerim değişir...

İnsanlar dünyayı anlamaya çalışırken bu zamanlarda görmüşler geleceği bence...

Bugün içim buruk biraz aslında ne zaman buruk değil ki işte, artık dünyadan haberim olmasın istiyorum dünya böyleyken, izlemeyim haberleri okumayım gazeteleri, ben yağmura bakayım onun dünyasına bakayım geçsin gitsin günler....Ama olmuyor işte dünyadan bi haber yaşanılmıyorda...

Maden ocağındaki 30 işçi...Başbakan açıklama yapıyor "bu işçilerimiz bunu göze alarak burada çalışıyorlar"?!?! Ama orada ölenlerden birisinin asıl mesleği aşçılıkken işsizlikten maden ocağında çalışmaya başlamış?!?

Habertürk yapmış haberlerini işçilerin... 3 yaşındaki bir çocuk babasının kuzusuydu şimdi anasına sorar "babam nerde?" diye...baban ölümü göze aldı yavrum gitti yerin 540 mt altına ne için? ekmek parası!

Allah rahmet eylesin Allah huzur içinde yatırsın onları cennet mekanında...burulur kalır işte insanın boğazına, yüreğine...

..............................

Kimse seni üzmemiş gibi sev demiş yine birisi...seviyorum zaten...insan bir kere "canım" dedi mi ondan nefret etmez zaten...ne gelirse insanın başına çaresizlikten gelirmiş...ama anlaması zor tabi...bu arada sadece dişi sivrisinek ısırırmış..bilmiyordum valla yeni öğrendim değişik geldi:)

Ben şimdi kitap okumaca yapıcam, Leyla yı...çok basit bir dili var yalnız yağmura okusam anlamamazlık etmez açıkçası...neyse başladık bitirelim gerçek yaşam öykülerini severim aslında
aslında konu da güzel daha öncede aynı konuyu sevdalinka da okumuştum Ayşe Kulin'le...benim için daha sarsıcıydı mesela... bu yazarı da ilk kez duyuyorum hakkında pek bişey de bulamadım açıkçası...ama asıl bundan sonra devam edeceğim yine Paul Auster:) serisini yapıcam demedi deme:)

.........................................

Şimdi Yağmur bana bir soru soruyor mesela ben ona evet anlamında "hı hı" diyorum o bana "evet?" bende ona "evet:)" illa evet kelimesini duyacak yoksa hı hı yı kabul etmiyor:)

Hımm bu arada haftaya da kpss kursum başlıyor resmi kurumlar beni bekliyor işe giricem ya dediler ki kpss olmadan olmaz:) iyi dedim kazanayım da geleyim:) eylülün 26 sına kadar salı çarşamba perşembe akşamları, o değil kazanamazsam rezalet olacak, zaten geçen hafta deneme sınavına girdim iyi ki kursa başlıyorum dedim kendime sonra valla içler acısıydım.

Minik kuzum annişin işe başlaması gerek seneye daha zor şartlar, bakalım güzel bir iş fırsatı var aslında ama daha cevap dönmediler olursa süper olur orası bebeğim, ama olmazsa da artık başka yer daha fazla keyif yapacak lüksüm yok artık:(

mutlu rüyalar konya şekerim:)

ben-sen-o...

Mart ayından bu yana yazmamışım, tutturamadım ama boşver tuttturmak zorunda da değiliz zaten...bazen kitap aralarında kalmış minik notlarda görürsün kendini, bazen de bir sözde. Nasılsa her yer de biz varız...önemli olan nasıl istiyorsan öyle yaşamak, insanların seni anlamasını beklememek ve bazen bencil yaşamak...çünkü her şey bir toz gibi bir varmış bir yokmuş misali...kimseyi yargılamıyorum bana düşmez herkez kendince doğruyu yaşar ve sorsan herkes haklıdır...zaten kısa ömürde boşver herkes haklı olsun herkes tatmin olsun napalım...
Eylül ayından bu yana hiç hasta olmamıştın ateşli olarak, bahar geldi hasta oldun, ateşin çıktı, yanımda uyudun, gözlerinin ışığı söndü, başına havlular sardım, gece boyu nöbet tuttum yanında...iyileştin artık...okuluna başladın...mutlusun sağlıklısın bende başka bir şey istemiyorum zaten...
Bense Allah'ın bana bu işsizlik zamanımda verdiği hareketli yaşamımla mutluyum işte, bu kadar hareket olmasa sıkılırdım bunalırdım iyi işte her günüm dolu geçiyor çok şükür...spora başladım her gün spora gidiyorum artık böylelikle doğumdan beri eritemediğim göbeğimi eritme fırsatım oluyor, görünüşte eridide, sevindirici bir gelişme kilo da vermişim tartıya çıkınca çok şaşırdım dün 56 gösteriyor kilom...bazende iyi mi yapıyorum diyorum??yani zayıflama derdim yok benim aslında ama artık yiyemiyorum da işte...safinaz olup kalmayım da, diyorum hocalara zaten beni şekilsiz bişey yapmayın diye. bakalım ne olucaz şeklen...
Bugün 19 mayıs ne yapıcaz bilmiyorum öylece oturuyoruz evde ama çıkarız herhalde...
Anlatacak çok şey var artık h. içi müsait olduğum zamanda yazarım yine...
Sevgimle kal, güçlü kal, mutlu kal !

Sen yaptıklarınla sadece kendinin ne olduğunu anlatabilirsin bana, beni değil...

Ateş bir gün suyu görmüş yüce dağların ardında sevdalanmış onun deli dalgalarına.
Hırçın hırçın kayalara vuruşuna yüreğindeki duruluğa...
demiş ki suya ; Gel sevdalım ol hayatıma anlam veren mucizem ol...
Su dayanamamış ateşin gözlerindeki sıcaklığa al demiş ;
Yüreğim sana armağan...
Sarılmış ateşle su birbirlerine sıkıca kopmamacasına...
Zamanla su buhar olmaya ateş kül olmaya başlamış.
Ya kendisi yok olacakmış ya aşkı
Baştan alınlarına yazılmış olan kaderi de yüreğindeki kederi de alıp gitmiş uzak diyarlara su... Ateş kızmış ateş yakmış ormanları... Aramış suyu diyarlar boyu günler boyu geceler boyu.
Bir gün gelmiş suya varmış yolu.
Bakmış o duru gözlerine suyun biraz kırgın biraz hırçın. Ve o an anlamış ; aşkın bazen gitmek olduğunu.
Ama gitmenin yitirmek olmadığını...
Ateş durmuş susmuş sönmüş aşkıyla.
İşte o zamandan beridir ki : Ateş sudan su ateşten kaçar olmuş. Ateşin yüreğini sadece su suyun yüreğini sadece ateş alır olmuş...

Can yüceL

  Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...