2 Haziran 2010 Çarşamba

Biz'siz sen ve Kapadokya

Yağmurum, hafta sonu Şafak abinin bisikletinde beraber gezerken ayağın pedallara sıkışmış ve yaralanmışsın kuzum, şu anda ayağında yara var, yara dert değil kurudu ama şişlik ve morarma var bundan dolayı okuluna gidemiyorsun ve ayağının üzerinde çok durmaman gerekiyor:( seni yatırmak ta pek mümkün değil ama yine de evde daha çok dinleniyorsun... Kapadokya tatilimin dönüşünde biraz alt üst olmuş herşey ama olsun Allah beterinden saklasın canım...bugün evdeydik ben kursa gidemedim sende şu anda saat 18,52 ve uyuyorsun, odan allak bullak daha odanı toplamamız gerek:(

Yine koşturmacalı hayatımız devam ediyor, ben kursa başladım (KPSS) haftanın 3 günü akşamları kursa gidiyorum sen okul çıkışında bu günlerde anneannene gidiyorsun servisle, kurs çıkışı seni gelip alıyoruz...biraz karıştık ama olsun geçici şeyler ...

Sensiz bir Kapadokya gezisi yaptık, seni götürmeme nedenimiz bu gezinin bir kültür gezisi olmasıydı ve götürseydik eğer zaten çok keyif alamayacağın gibi bu kadar yoğun bir tempoda otobüslerde mutsuz olacaktın ama sen yetişkin bir genç kız olduğunda seninle başbaşa böyle bir gezi yapacağıma sözüm olsun:)

Çok güzel bir gezi oldu. Kapadokya gizemli, mistik bir bölge, insanların yaptıkları akıl almaz yeraltı şehirleri bizi çok büyüledi, yine ibadet yerleri, kiliseler, manastırlar, düşünce biçimleri de etkileyiciydi...
İlk gün Ihlara vadisi, Derinkuyu yeraltı şehirleri, Üç Güzeller Peri Bacaları, Turasan şarap mahzenleri, Asmalı konak ve Narlıkuyu Krater Gölü gezi yerlerimizdi, çok yorulduk bayıldık yattık:)

Narlıkuyu Krater Gölü Arka kısımdaki yeşil alanda yerin altından 60 derece sıcaklığında su çıkıyormuş.


Narlıkuyu Krater Gölü

Üç Güzeller peri bacaları Sol önde büyük olan baba yanındaki küçük olan çocuk ve arkadaki anne oluyor

Ihlara Vadisi

Ihlara Vadisi (Bu vadi yerleşim yerlerinden biriydi , içerisinde çok sayıda kilise vardı bizim gezdiğimiz kiliseler içerisinde, Ağaçaltı kilisesi, Sümbüllü ve Yılanlı kilisesi vardı

Eski yerleşim yerlerinden biri


Turasan Şarap Mahzenleri, özel fıçılar, kaliteli şaraplar burada bekletiliyor

2. gün Çanak atolyesi, Hacı Bektaş-i Veli Türbesi, Halı atolyesi, Dervent, Zelve Vadisi, Paşabağ bölgelerini gezdikten sonra akşam Türk gecesine gittik, orada as lı olmayan semazenleri izledik ve bir çok yöreden folklor gösterisi izledik açıkçası çok ta beğenmedim işin özünde sahtelik vardı samimiyetten uzak ve bence laçkalaştırılmış bir gösteriydi, kimse işinin ciddiyetinde değildi.

Deve:) (Dervent adını buradan aldığı söyleniyor)

Dervent'te annekuş:)

Hacı Bektaş-i Veli Türbesi

Mısır'lı Semazen


Arkamda Erciyes ve annekuş

Güvercinlik Vadisi ve ben:)


Arada anlatamadığım çok şey var tabi ki ama 3. güne gelince de kısaca Göreme açıkhava müzesi, Onyx taş atolyesi(bittiğim yer),Tuz Gölü....

Tuz Gölü

Tuz Gölü

Bölgenin en büyük kilisesi Tokalı Kilisesi

Yerleşim yerlerinde yemekhanelerden biri

Kızlar Manastırı

Söyleyecek çok şey bakılacak çok fotoğraf var şimdilik sana anısı kalsın diye bu kadarını yapabiliyorum canım kızım, ilerde bir gün güzel günlerinde inşallah sana armağan edeceğim bu yaptıklarımı, not kağıtlarımı, defterlerimi...

Düşünceli kızım benim biz yokken yediği jelibonlardan 2 tanesini ayırmış bize...annesine çiçek toplamış, bebeğimsin benim herşeyim, çabuk iyileş olur mu?

  Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...