25 Şubat 2011 Cuma

Madem bugünlük yazdım senin adına da yazıcam biraz kızım...
Çok şükür sağlığın sıhhatin yerinde...
Bir anne olarak, çalışmıyor olsamda, sana yetememe duygum hala içimde bir yerlerde saklı ve çoğu zaman nedense açığa çıkıyor.. bu da benim deliliğim..
Son zamanlarda fazla fotoğrafını çekemedim aslında pozlanacak çok halin var ayrıca yaptığın resimleride koymak istiyorum buraya bak gör ne kadar gelişmiş olduğunu...insan böyle yaşayıp gidiyor da unutuyor her şeyi...bazen soruyorlar bana "Yağmur'da böyle miydi? " diye ama hatırladıklarıma sevindiğim kadar hatırlamadıklarımda olduğunda çok üzülüyorum...
Senin için sana verebildiklerimizin en iyisini yapmaya çalışıyorum, bu nedenle bu aralar sıkıntılı bir süreç olan okul seçme, araştırma durumlarındayız..gerçi çoktandır düşünüyorum ama zaman daraldıkça daha da heyecan yapıyorum...henüz karar veremesekte belki seneye de şu anki okulunda anasınıfı eğitimini alacaksın..gerçi buna çok sıcak bakmıyorum ama bakalım ...umarım senin adına iyi kararlar verebilirz....gerçekten büyüdükçe zorlaşıyor derler ya daha ciddi kararlar vermek zorunda kalıyorsun çünkü....bir çocuğun en sıkıntısız hali bebeklikmiş bence bunu daha iyi anlıyorum...
Gerçekten bir gün arkadaş olarak kalabilecekmiyiz seninle...kalacağız değil mi....
Havalar soğuk...sabahları seni uyandırmaya kıyamıyorum...ama belli bir düzende hayatını yaşamanı istiyorum...keyfiye hallere alışıyor olman bizi zaman gelir zorlar diye...her sabah öpüp koklayıp uyandırıyorum seni...bir de her gece ayaklarını öpüyorum ...başında dua edip öyle yatıyorum yatağıma...az kaldı sadece 4 ay sonra inşallah güzel bir tatil seni bekliyor olacak...sonra istediğin saatte uyan:)
Yazacak çok şey var belki ama yazabileceklerim bu kadar şimdilik...
Seni seviyorum...
Bir çocuğu karnında taşıyarak anne olunamayacağına inandım her zaman, ve ne zaman hamile kaldım ve onu kucağıma aldım o zaman anladım aradaki bu kocaman farkı...hiç bir şey değilmiş aslında karnında taşımak...aksine asıl dünyaya geldikten, onunla yaşamaya başladıktan sonra tattım annelik denen o karşılıksız sevgiyi ve varoluşu...Hiç bir zaman çocuğuma "saçımı süpürge ettim" diyebilecek bir anne olmadım ben...asla olamam da...Her anne çocuğunu sever diye düşünemiyorum bu kötü dünyada ne yazık ki...ne annelerin elinde ne çocuklar var çünkü...ve her anne fedakar değildir bunu da gördüm...ne yazık ki...şimdi bunları niye yazıyorum belki de bunları yazmanın en acı noktasındayım şu an da ondan...belki bu konuyu konuşacak ve beni anlayacak kimsem olmadığından, belki Yağmur'u şanslı bulduğumdan bilmiyorum ama Yağmur'u şanslı bulmam nedense benim acımı hafifletmiyor:(
Umarım bu hayatta herkes hakettiği yerde olur...ve umarım günahsız doğan bu çocukların hiç acıları olmaz...
Belki sen bunları okuduğunda bu cümlelerin arasında ne saklı diye düşüneceksin onu da zamanı geldiğinde anlatacağım sana...
Herkes yanlış yapar hayatta...belki de hiç onulmadık yaralar açar hem kendi hem de başkalarının hayatında... ama önemli olan bu hatanın ardından kendini görmektir bence, eğer sıralı bir sürü hata ardından hala kendini göremiyorsa insan bence yapılacak bir şey kalmamıştır...işte bende aynı bunu düşünüyorum son zamanlarda....artık yapılacak hiç bir şey yok senin adına...üzgünüm..hem de çok...
Güzel Allah'ım sakınsın seni kötülüklerden....
Uzun zamandır yazmıyorum yine ama bu konu beni yazmaya çekti bilmem neden yazıyorum bunca şeyi....gün olur belki "neden?" diye sorduğum soruların cevaplarını burada bulabiliyor olmaktır yazmamdaki en büyük sebep, ya da unuttuklarımızı anımsamak, belki gülmek belki ağlamak......

23 Şubat 2011 Çarşamba

"Aşk, seni de beni de sınamadı mı?
Hiç gecen ve gündüzün bir olmadı mı?
İkimizde yanıldık
İkimizde tükendik
Kazanan yok aslında
Kaybeden var...Sen ve Ben..."

15 Şubat 2011 Salı

Sadece kendine bağlamamak gerekiyor değil mi hayatı...hele ki dur durak bilmeyen bir çocuğun varsa ve sana her yeni günde yeni bir şeyler öğretip, yepyeni sözcüklerle seni güldürebiliyorsa...işte bu yüzden yarınlarda unutulmamak için.....

  Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...