18 Temmuz 2012 Çarşamba

Yarın kızların en tatlısı geliyor kucağıma....nasıl özledim seni bir bilsen, kokunu içime çekmeyi, yanaklarını kanatırcasına öpmeyi...
Sana en sevdiğin şeylerden birini yapacağım DONUT :) bilmem olacak mı aldıklarımız gibi ama deneyeceğim sırf senin için:) 

Havuz meselesi.....
Yağmurum havuza gitmeyi çok seviyor havuzdan çıkmayı ise hiç sevmiyor ama artık direk spor salonunun altında krispy kreme var işte bu yüzden yağmur artık havuzdan çıkarken suratını ekşitmiyor çünkü biliyor ki donut yiyecek, nedense adını da donut değil de "nadıl" yicez diye söylüyor...
Ahh eskiden beraber giderdik havuza, beraber de yüzerdik kızımla, ama şimdi yine beraber gitmemize rağmen beraber yüzemiyoruz :( biz aylinle sadece seyrediyoruz 28 derece ortam sıcaklığında, üzerimizde kıyafetlerle cıp cup yüzenleri:(  yağmursa yüzüyor kendi kendine...geçen sene çok güzel yüzüyordu ama çok ara verdik gitmedik bu yüzden biraz unutmuş, zaten sorumlusu olarak da beni gösteriyor, neden hep ben suçlu oluyorum da babası hiç suçlu olmuyor anlamıyorum? 

Neyse ben ne yaparsam yapayım babası daha kıymetli yağmur için bu da bir gerçek...
Kız babası olmanın mutluluğu buradan geliyor olsa gerek....


17 Temmuz 2012 Salı

 
Posted by Picasa

Canım kızım, can kızım benim....elim, kolum, yüreğim, nefesim....her şeyim...
Çok mu özledin beni...Sabah uyanmış yatağında beni düşünmüşsün, sonra o sırada anneannen seslenmişte sen ben sesleniyorum sanmışsın, içeri koşmuşsun ama ben değilmişim...keşke o an koşup geldiğinde karşında ben olabilseydim birtanem...
Seni çok seviyorum canım kızım...

16 Temmuz 2012 Pazartesi

Koalam uyudu, uyumadan önce kısa bir ev temizliği yaptık, artık bu kısa ve uyduruk temizlik bana 15 gün yeter, yan gelip yatma zamanı tabi sadece sözde yani yoksa aylinle yatmak pek te mümkün değil, hele ki bilmiyorum bu sıcaklardan mıdır nedir 4/5 gecedir beni de uyutmuyor, iyi ki bi dönmeyi öğrendi habire şekil değiştirip kendini sıkıntıya sokuyor...

Aylinimin dişleri çıktı:) ilk dişi 5 ay 10 günlükken çıkarken 2. dişi de hemen takiben 5 ay 20 günlükken çıkıverdi:) Aylin puseti sevmiyor bir süre gezdikten sonra sanki cimciklemişim gibi ağlamaya başlıyor her gören bir kere daha bakıyor ve ben rezil olan kişi durumunda ne yapacağımı şaşırıyorum, biraz şımarık mıdır nedir? Allah'ım ben dedim bu da ablasına benzer sakin sessiz bir bebek olur ama oldu mu bu tam tersi yeni bir deneyimden geçiyorum ama bu deneyimi bir daha yaşamaya hiç mi hiç niyetim yok...o yüzden hafızamda aylinle ilgili yaşadıklarımı hemen siliveriyorum:) ama bak dans etmeyi çok seviyor, al kollarına dans et, dans ederken o tükürsün ve gülsün, görülmeye değer yani:)

Ben bu çocuklarla yenileniyor muyum yoksa eskiyor muyum anlamıyorum?

Yağmurcuğuma gelince o kadar istekli gitti ki Ankara'ya aslında istediği evet uzaklaşmaktı, otobüste maceraydı, kulağında kulaklık tv izlemekti, ama gittiği günün 2. sabahı "anne ben seni çok özledim"demeye başladı...bugün alışverişe gideceklerdi, kendisine mp3 alacaklarmış canikosuyla bakalım ne yaptılar, buz devri 4 e gitti, mısırını yedi sinemada, bugün yine orada tanıştığı bir arkadaşının doğumgününe gidecekti, her günü dolu kızımın perşembeye kadar...Bu sene de tatile çıkamadık, okul durumu belli olmadı , kayıtlar hokkabazlıklarımız derken plan yapmaya zamanımız yok  aylin küçük diye tatil köyü dışında bir yere gitmekte istemedim açıkçası, tatil köyleri de çok pahalı, insanoğlu da tuhaf, şimdi burnumun dibine koysalar lüks bir tatil köyü beni de koysalar ortasına bana tatilmiş gibi gelmez, illa o upuzun yol eziyetini çekeceğim, çocukların midesi bulanacak, yağmur kusacak, benim habire çişim gelecek, hadi acıktık hadi belimiz ağrıdı diyip illa ki o yolları tepeceğiz ki tatil olacak bunun adı, evet öyle ...neyse seneye inşallah güzel bir tatil programım olacak, inşallah tabi...bu sene ramazan sonrasında yakın bir yerde ev tutup orada kalacağız, yağmurum çok havuz istiyor ama bu sene kaldı:( denizle idare edecek...

koalam uyandı:(

Bu sabah...


Aylin o kadar keyfine düşkün ki gerçi bütün bebekler böyledir ya banyo sonrası kremlenmeye başladığı zaman yüzünde gülücükler açar, gerinir durur aylin hanım hem de öyle keyfine düşkündür ki;

 
Posted by Picasa

Şu koalanın dalına yapıştığı gibi bana yapışmayı ama illa ki bana yapışmayı pek sever....

 
O kadar yazamamanın acısını kısa kısa notlar şeklinde yazarak çıkaracağım bu hafta....


Yağmurum yok Ankara'ya gitti,biz gidemedik çünkü yağmur çok bunaldı, kardeşini ne kadar çok sevse de onun ağlamaları, beni bırakmayışları ve bizim yağmurla baş başa bişeyler yapamayışımız yağmurun canını çok sıkıyor, işte bu yüzden yalnız gitti yağmur anneannesiyle, son gün her ne kadar bize "siz de gelin" dese de gitmeyi uygun bulmadım aylinle...Perşembe günü dönecek güzel kızım çok özledim onu, hepimiz bir değişimden geçiyoruz  bir gün çok daha rahat olacağız, o güne kadar bişeyleri kaybetmeden hayatımıza devam edeceğiz güzel kızım...Seni çok ama çok seviyorum ilk göz ağrım canımdan can kızım...

 
Posted by Picasa
Çok zaman geçti aslında yazacaklarım bir çokken bu kadar uzun zaman yazmayınca ister istemez azaldı, balık hafızamla kalakaldım yine, yanımda ağlayan bir aylin, beni pişiren sıcaklar, evde elimi öpen ev işleri, yapmak isteyip yapamadığım tüm şeylerin biriken derdi... off iki çocuklu olmak gerçekten çok zor! bir ay oldu mu acaba yazmayalı olmuştur herhalde hiç bakmadım, çok yoğun bir haziran ayı geride kaldı, planlanmış bir çok şeyin yanında planda olmayana şeylerde çıktı tabi,her şey üst üste geldi ...şimdi geriye baktığımda evet zor bir aydı benim için ama güzeldi...öncelikle kızımın sergisiyle başlayalım, 3. yılımızın sonunda son sergimizde buluştuk, yine hayal edemeyeceğim bir sürü projeye ve sanatsal etkinliğe imza atmış bu yavrukuşlar, kızımında el izlerini bu eserlerde görmek beni tabi ki çok mutlu etmenin yanısıra çok ta gururlandırdı...ne yazık ki bundan sonra hangi okula gidecek olursa olsun burada ki gibi özgür bir ruhla çalışamayacaklar, her zaman okulun verdiği bir disiplin anlayışı, hayallerinin yanında bir öcü gibi kalacak...Bu arada okulumuz hala belli değil!



İşte yağmur ve arkadaşları ve sergisinden bazı bölümler...

 
Bu bizim gösterimiz, diğer gösterilerden çok daha anlamlıydı bizim için çünkü bu anaokulunda ki son gösterisiydi...öyle ki yağmur stresi ve heyecanından hasta olurken ben Ghost busters şarkısında bile ağlayan bir anne oluverdim...Yağmur yukarıda sol köşede kave öğretmeninden mezuniyet belgesini alırken...

Bunlar okulda ki doğumgünümüz...Sonunda yağmurun doğumgünü için pasta yapabildim, tam istediğim gibi olmasa da ilk denemem diye düşünürsem bence gayet iyiydi...aslında rapunzelin kulesini de yaptık, bir gece sırf o kuleye minik taşlar döşemek için uyumadım ama pasta ortaya çıkınca kule bu pastanın üzerine çok büyük geldi, düşünülmemiş bir şeydi benim için...

Bu komik aylintoş, aylintoş hakkında fazla konuşmaya gerek yok, valla dilim almıyor kelimeleri çok tatlı ama uyuduğu süre haricinde bütün enerjimi tükettiği için söyleyecek söz bulamıyorum...
 

Kızlarımla Yıldız parkında kahvaltıya gittik, yağmurcuk resimlerimizi çekti ama kendisi katılamadı resimlere, ayakkabıları canını acıttı, böyle olunca oturduğu yerden kalkamadı, miniş kızım benim...

Ablası yemek yedirirken, öyle güzel seviyor ki, o ağzından çıkan minik kelimeler o kadar sevimli ki ve Aylin bence çok şanslı böyle güzel, akıllı ve onu bu kadar çok seven bir ablası olduğu için...
 

Şekil aylintoş yine....

Bunları da koyalım bunlar dün çatalcadan topladığımız organik ürünler, her şey o kadar güzel ki orada, bu resimdekilerin hepsi resim çekilmeden 10/15 dk önce toprağından sökülmüş sebzeler, meyveler...o kadar taze o kadar organik, haftaya yokum zaten, bu kadar güzelken her şey ne işim var şehrin içinde...

Bu aylin sızmış ,işte böyle bi gün kucağımda, zaten koala gibi bana yapışık yaşıyor, ama görüntü bütün bu zahmete rağmen her şeye değiyor...


Bu Dileğin baby shower partisi için hazırladığım pasta, işte planda olmayan şeylerden biri de bu, bu arkadaş hamile , doğumu amerika'da yapacak o yüzden dediler ki pasta da uçak olsun, uçak biraz çakma oldu ama pasta yağmurun pastasından daha iyiydi, çünkü bu ikinci denememdi, daha başarılı sonuçlar aldım,  kesildiği anda bitiverdi pasta, aldığım güzel sözlerde beni çok motive etti...

Yağmurun pastası boyut olarak çok büyük oldu, yüksekliği de bir o kadardı yani, ayrıca rapunzel yağmurun dediği gibi yaşlı kadınlara benzedi, ayrıca yine doğum gününde arkadaşı kaan'ın dediği gibi gözleri pörtlek ve korkunç oldu, tavada yumurta yoktu orjinalinde ama yağmur istedi koyduk, evet pasta büyük oldu, rapunzel yaşlı teyzeye benzedi, gözleri de korkunçtu ama benim ilk pastamdı o yüzden her şey olabilir:)
Bence çok güzeldi önemli olan denemiş olmamdı, ve bunu deneyene kadar, kekinden kremasına yaklaşık 3 adet çikolatalı pasta hazırladım, güzeldi, güzeldi çok eksiği vardı ama güzeldi...daha da güzellerini yapacağım zamanla...işte bu pastalar için çok gece uykusuz kaldım, çok hamurum ziyan oldu, ama ortaya bişeyler çıkmış olması beni çok mutlu etti, hatta hiç unutmuyorum bu modellemeleri ilk yapmaya başladığımda o kadar mutsuzdum ki, "yapamayacağım" dedim yağmura, yağmur "yaparsın anne hadi biraz uğraş" dedi o güçle ve istekle yaptım...

İşte böyle çok dolu geçti haziran ayı...Yağmur 6 yaşında oldu, ben 34, aylin ise 6 aylık olacak 3 gün sonra...bu aralar çok daha fazla uğraşıyorum her şey için, yağmurun okul kaydı, aylinin ek gıdalara geçişi, evde işlerin bitmeyişi ama bir o kadar inatla da benim iş yapmayışım...Aylin her ne kadar daha iyi olsa da yine de çok bebek, büyüse diye gözüne bakıyorum, hatta okula gitsin diyorum, çok şey istiyorum biliyorum... bunlar işin şaka yanları ama itiraf ediyorum gerçekten çok zor 2 çocuk sahibi olmak hele ki ben 5 yıl aradan sonra yeniden bunları yaşadım ya bana çok zor geldi, özgürlüğüm kısıtlandı tam anlamıyla, aslında evet kendinden bir parça olmasa dayanılcak şey değil, ama gel gör ki senin bebeklerin olunca işler değişiyor, zor günler ama hepsi geçiyor...zaman çok hızlı akıyor, yaptıklarımıza sevinirken, yapamadıklarımıza üzülüveriyoruz...
Bilmem ki işte öyle...mevsimler gelip geçiyor bu günlerin üzerine, bir bakmışız kış geliverecek, kapanacak göğümüz kara bulutlarla, yine bizi alıp götürecek derinlerde bıraktığımız düşüncelerimize, kah ağlayıp kah güleceğiz yine....
Posted by Picasa

  Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...