16 Mayıs 2013 Perşembe

15 Mayıs 2013 Çarşamba

yagmurdan garip dusunceler

Hic evlenmeyecekmis benim kizim..

Gecen aksam bana dedi ki "anne babamla siz bosansaniza" dedim "o niye o" eh iste eger bosanirsak o benimle yasayacakmis,biz bu evde kalacakmisiz. Dedim "peki baban nerede kalacak?" O da ormanda kalacakmis...

Nedir bu cucenin kafasindakiler ki?

Insanin akilli telefonu olunca boyle iki kelimede olsa aklina geleni yaziveriyor, ne hos:)



Yagmurla elimize dondurma aldik yuruyoruz. Dedim ki "yagmur buyuyunce bana gelip anne ben cok mutlu bir cocukluk gecirdim diyebilirsen eger ben o zaman senden dunyanin en guzel hediyesini almis olurum" dedim
O da bana "himm sen mezardayken mi dicem peki?" Dedi.
Alem kiz yine beni guldurdu:)

14 Mayıs 2013 Salı

Evet dün akşam bana bu aşağıda ki soruları sordu Yağmur...Muhakkak ki arkadaşlarından duymuş olacak çünkü bana örnek vererek anlatıyor;
 "Şimdi mesela bir arkadaşın sana çok kızdı ve sana cehennemin dibine git dedi" dedi...
yani açıklaması zor, ben yine biraz durdum dedim belki unutur da sormaz, sonra karşıma geçip tekrar sordu "hı anne cehenne ne demek?" eh cevaplamak farz oldu. Bu arada evet cehenne yani cehennem değil:) 
Dedim ki "Yağmur insanlar öldükten sonra gideceklerine inandıkları yerin adıymış"  bunu bir yerden okumuştum hemencecik aklıma geliverdi. hangi akla hizmet ki daha olayı karıştırırım  "ama bir de cennet var" bunu şunu düşünerek söyledim yani cehennem kötü bir duygu yaratmış onda belli ki yani o yüzden cenneti de söyledim aynı şekilde ve ben yine abarttım belki ama ve dedim ki "cehennem kötü insanların gidecekleri yer ama cennet iyi insanların gidecekleri yer"??...o zaman da bana şunu sordu "anne peki senin deden cehenneme mi gitti cennete mi?" bende "tabi ki cennete gitti çünkü dedem iyi bir insandı ve biz hepimiz iyi insanlarız sen içini rahat tut.."

Yani tüm bunları anlattım, görünüşe göre bir endişesi kalmamış gibi yağmurun ama bu sabah annemle konuştum da anlatınca bu durumu "deseydin ya dedi" " cehennem yerin altı, insanlar kızdıkları zaman böyle söylerler" diye...yani benim anlattıklarımdan daha mantıklıcaydı sanki en azından 7 yaşında ki bir çocuk için ...
Hal böyle olunca ben yine neden bu kadar ayrıntıcı olduğumu tekrar tekrar düşünür oldum. 

Gerçi bilmiyorum hangisi doğruydu?

(Bu arada şeklen çok komiğiz, aylin emiyor ve ben yazıyorum....)

Neyse...Geçen hafta sonu anneler gününü kutladık,  dolayısıyla çatalcaya gittik, havanın da çok güzel oluşu keyfimize keyf kattı. sabah güzel bir kahvaltının ardından hediyeleşme faslı başladı, en sevdiğim an:) Benim hediyem telefondu:) süper akıllı bir telefonum oldu:) bense anneme bir gömlek ve bir bluz aldım çok beğendi...Rifi annesine yumurta pişirici, şafaksa çiçek almış. Ebru anneme kahve makinesi, fevzi de ayakkabı almış:) hasılat bu şekildeydi, anne olmak güzel şey:)

Geçen hafta Yağmuru dişçiye götürdüm, zaten çok içime sinen güvendiğim bir ortodonti uzmanıydı, gidince bizi de çok iyi karşıladı, bu çok önemli zira benim çocuğumla birebir ilgilenecek kişi! 
Zaten bakar bakmaz anlaşıldığı üzere yağmurda çene daralması olduğunu ve alt çenenin biraz ileride olduğunu söyledi, yapılacak tedaviyi anlattı bize, öncelikle alt ve üst damağa hareketli aparey takılacak, toplamda çene genişletme tedavimiz 8 ay sürecek, haftalık olarak gidilecek ve çene ölçümleri takip edilerek "mm" anlamda ilerleme kaydedeceğiz. sonrasında zaten bu tedavi yapılınca ileride dişlerde çarpıklaşmanın büyük ihtimalle karşımıza çıkmayacağını belirtti doktor. eğer olursa zaten 11 yaşından sonra tel takma işlemi yapılacak.
ilk 8 aydan sonra headgear takma işlemimiz olacak ki bu beni en çok tedirgin eden ve üzen şey bu, çünkü bunu da belli bir süre takacak ve okula gidip gelirken sıkıntı yaşamasından korkuyorum duygusal anlamda:( yine de iyi tarafını düşündüğümde kızım küçük yaşta bu tedaviyi olacak, en azından ergenliğe girmeden tedavisi bitmiş olacak, kendimi bu yönde teselli edip Allah'ıma şükrediyorum tek derdimizin bu olması yönünde.
Yağmuru 11 yaşına kadar Doktoru takip edecek, 11 yaşına kadar yapılacak tüm müdahaleler başlamış olduğumuz tedavinin dahilinde olacak. işin maddi boyutuna gelecek olursak 4000 tl ödeyeceğiz şimdiki apareyler  ve ilerdeki headgear için...Bu hafta sonu diş çekimi var 2 tane ikisini de aynı gün çeker mi bilmiyorum ama geçen aylarda yaptırmış olduğumuz dolguların çoğu düşmüş, 20 dakikada 3 dolgu yapışından belliydi kadının, evet devlet sağolsun yardımcı oluyor ama işte yaptığı dolgu 1 ay gidiyor , onunda yardımı o kadar, sonra bir söz daha ucuz etin yahnisi! hoş bizimki ucuz değil bedavaydı o yüzden yahniden bozmaca bir şey oldu bizimkisi.

İşte böyle..

Yağmur şimdi içeride annesinin akıllı telefonuyla oynuyor, ama süresi bitti, aylinde uykuya daldı...benimde gitme zamanım geldi içeriye. Kitaplarım gelmedi hala...:(

13 Mayıs 2013 Pazartesi

"Anne cehenne ne demek?cehennemin dibine gitmek ne demek"

Kim soyluyor bu minicik yavruma bunlari da aklini karistiriyor acaba?

10 Mayıs 2013 Cuma

buyrun biraz biz...



Ayline oyun kurdum yanımda, yere örtü serdim yanına da ablasının kocaman oyuncak kutusunu koydum, içerisinde bir sürü mutfak eşyası olan oyuncaklarını, şimdilik dalmış oynuyor aklına ben düşmeden bir parça da olsa yazmak istiyorum, Aylinden başlamışken aylinden devam edeyim ben biraz, aylinciğim ben yazmayalı 16. ayının içine girdi hatta 15,5 aylık diyebiliriz onun için, geçen hafta ateşler içerisinde gittiğimiz hastaneden orta kulak iltihabı denilerek o gece 1. olmak üzere toplam 3 iğneyle evimize gönderildik, lakin iş öyle değilmiş yapılan kan tahlilleri sonucunda şiddetli boğa enfeksiyonu olduğunu öğrendik, böylelikle aylinim doğumundan bu yana 2. kez antibiyotik kullanmak zorunda kaldı, hala devam ediyoruz ama artık ateş sorunumuz ortadan kalktı, ateş öyküsü tıpkı yağmur gibi seyrediyor çok yüksek ateş ki en son derecede gördüğüm 40.6 idi insan 2. çocuğu olunca evet daha tecrübeli ama bu derece ateşi de görünce malesef soğukkanlığımı yitirdim. neyse ki atlattık şimdilik...
Hasta olunca haliyle huy değişikliğimiz kaçınılmaz oldu, zaten bana bağlı olan aylin hepten yakamdan düşmez oldu, sürekli meme meme diye etrafımda sayıklayan, onu kucağıma almadığımda iki göz iki çeşme ağlayan bir çocuk çıktı ortaya, bugün biraz daha iyice  ama böyle olunca ve peşimi bırakmayınca bu memeden kesme işini iyiden iyiye düşünür olmaya başladım...
Doktor maceralarımızdan sonra ayline "doktor" dedikçe bize  mahsuscuktan ağlamaya başlar oldu...ilk dr. a gittiğimizde doktora  "doddo" bile diyen kızım iğneleri olunca artık onu da demeyi bıraktı.
Biraz biraz bebekleriyle oynuyor artık, onlara "e ee" diyip uyutuyor, üzerlerine örtü getirip "ööttt ött" (ört)diyor, acıkınca onlara kaşıkla mama veriyor.
Ablası her zaman ki gibi onun baş tacı, kimseye şirin olmadığı zamanlar ablasının bir sözüne tav oluyor, yağmurun odası aylin için biçilmiş kaftan...çekmecelerini karıştırmak, masanın üzerinden bir şeylerini çekiştirmek, eğer mazallah dolabı açık kalmışsa bütün kutu oyuncaklarını alt üst etmek, piyanosunu çalmak...vs...
Hala banyo yapmaktan hoşlanmıyor:( 
geceleri uykuları  güzel, bir kere gece bir kerede sabaha karşı olmak üzere toplamda 2 kere emmek için uyanıyor.aslında biz farketmeden aylin bir çok şey öğreniyor gün içinde, ben çamaşırları katlarken herkesin çamaşırını tanıyıp bana gösteriyor. 
sürekli bir şeyleri açtırıyor, çorabını çıkarmak için "aç aç aç", bebeğin üzerini çıkarmak için "aç aç aç" kumanda elindeyse tv yi "aç aç aç"  biz her şeyi açıyoruz...
işaret armağını burnuna götürüp sus diyor, 1-2-3 diyorum sadece "ucc" diyor
Ama her şeyden önemlisi benim için en güzel gelişme anne demesi:)  (an-na) şeklinde, "anna ciicci" oluyor, seviyor onu işaret parmağıyla beni gösterip "anna cicci" diyor:)
Aylinden haberler  elbette bu kadar değil ama yazarken o kadar çok bölünüyorum ki şimdilik böyle kalsın...

Sıra  yağmurumda, fotoğraflarını çekemedik ama canikosundan gelen çıtır çıtır felsefe serisini okumaya başladık, ilk kitap "iyi ve kötü" dün akşam bitti...ilk kitabı ben okudum, o kadar keyif alıyoruz ki okumaktan ben yağmura "hadi bugünlük bu kadar yeter" dediğimde yağmur "anne biraz daha lütfen" diyor ve devam ediyoruz. gerçekten keyifli hem iyi hem de kötü örnekli bir sürü hikaye ile düşündürerek anlatıyor biz okurken bolca konuşuyoruz yağmurla, düşüncelerimizi söylüyoruz kendi hayatımızdan örneklerle...çok iyi geliyor bize...teşekkürler canikosu ....
Bunun dışından okul hayatımız okulun bitmesine son 1 ay kala iyice serilmiş bir şekilde devam ediyor:) aslında şöyle; görevlerini biliyor, yapması gerektiğini de ama bunun için ya da daha doğrusu zamanında bitmesi için bunların, sürekli benim ona ikazlarda bulunmam gerekiyor, ona bıraktığım zaman salıyor kendini, mesela okuldan geleli 1.30 saat oldu hala okul tişörtü ve çorabıyla evin içinde dolaşıp oyun oynuyor...bazen kabul ediyorum hala oyun çocuğu olduğunu ama şimdi bir düzene oturtmazsak yarın daha da zorlanacağımızı düşünerek bazen üzerine fazla da gidebiliyorum. bu durumda aslında aylininde payı çok büyük.. yağmurla birebir ilgilenmemi çok engelliyor, malum o da bir bebek hala...nihayetinde bu senemiz böylece geçiyor, seneye daha umutluyum aylin biraz daha büyümüş olacak, yağmurunda yapması gerekenler daha fazla olacak...
Kızım geçen ay sınıfında örnek öğrenci oldu ama bu ay böyle bir niyeti yok:) amacım mükemmel öğrenci olsun değil zaten ama potansiyeli doğrultusunda yapabileceklerini yapsın isterim, ayrıca şunu anladım ki biraz ses çıkarmazsan rayına oturmuyor bazı şeyler...

Yarın yağmurun yeni bir diş kontrolü var, bakalım hayırlısı inşallah iyi haberlerle döneriz. Yağmurla ilgili de çokça anlatacak şey var ama bakınız ben bu yazıyı yazmaya 12,30 da başladım saat oldu 17,30... gide gele yazdığım için...:(

İşte böyle....yine baya yazsamda aslında daha bitmedi, bu arada yağmura öyle dolu dolu kitaplar gelince bende kendime sipariş ettim kıskançlığımdan ...gelince paylaşırım:)


İşte Yağmurun dağınık odasından manzaralar, bir de bu sorunumuz var



Masanın üzerinde bunlar...
 
 


Pictureka 23 Nisan hediyemiz
Steteskoplu Dr. seti de büyükanneannesinden hediye.


Karıştıran aylin..

Piyano çalan aylin...(çok seviyor bu arada)

Ve ben bunları yazarken evin hali....


Mama sandalyemiz bile yatak odasında...

örtüler serilmiş sepetin üzerine restoran kurdu kızlar....
 


Bu da ayağımızın altı ne cüzdan kaldı açılmadık ne kalemlik kaldı ortaya dökülmedik..

 
Posted by Picasa

Evde yemek bile yok hala......

Yağmurumun dünkü dersten öğrendiği 9. Senfoniden...


Daha dün öğrendiği için tam seri gidemiyoruz ama bir kaç güne daha güzel çalmaya başlayacak kızım:)
Aferin minnoşuma.

9 Mayıs 2013 Perşembe

Biraz kendime geldim, yarın yazacağım:)
Kendime yeni kitaplar aldım bunun etkisi var mı acaba?
Ya da kendime bir gecelik, bir de çok şıkından bir badi aldım ondan olabilir mi?
Bir başıma kahve içip keyf yaptım ya da ondan?
Ama birden yazmayı özledimmmm...

Yine kafamda yazacak bir sürü şey var....
Umarım hepsini yazabilirim....


Aylin'in "meme" esaretinden kurtulabilirsem tabi....

8 Mayıs 2013 Çarşamba

  Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...