5 Kasım 2010 Cuma

İmkânsız.
100 İşte Orada!
Bir çocuk 100den ibarettir
Bir çocuğun 100 lisanı
100 eli
100 fikri
100 düşünme şekli
oynama şekli ve konuşma şekli vardır
100 her zaman 100
dinleme şekli
sevme şekli
şarki söylemek ve anlamak için
keşfetmek için
100 zevk
100 dünya
icat etmek için
hayali kurulacak 100 dünya.
ama 99unu çalıyorlar.

Okul ve bu kültür,
kafayla vücudu ayırıyor.
Onlar çocuğa:
elleri olmadan düşünmesini,
kafası olmadan yapmasını,
dinlemesini ama konuşmamasını
zevk almadan anlamasını
sadece yılbaşlarında ve bayramlarda
sevip şükretmesini söylüyorlar.
Onlar çocuğa:
zaten orada olan bir dünyayı keşfetmesini söylüyorlar
ve geri kalan 99unu çalıyorlar.
Onlar çocuğa:
iş ve oyunun
gerçek ve fantezinin
bilim ve hayal etmenin
yerin ve göğün
sebep ve rüyanın
birbirine ait olmadığını söylüyorlar.
Ve onlar çocuğa
100ün orada olmadığını söylüyorlar.
Çocuk onlara:
İmkânsız. 100 işte orada! diyor.

Loris Malaguzzi

Şu anda kızım Reggio Emilia metoduyla eğitim görüyor, "Reggio Emilia" bunun yanında bir de Montessori, Maria Montessori adında bir kadının kurduğu bir yaklaşım daha var. nedense bu iki yaklaşımda birbirinden ayrı özellikler taşır ve aileler ayrılıyor bu konuda kimi kreşler bu iki yöntem dışında birde yanına çoklu zeka programını katıp üçünü birlikte yürütüyorlar. yağmur kreşe başlamadan önce bunların hiç birini bilmiyordum tabi kreşe basşlayınca öğrenir oldum dün de okulda ki toplantıda reggio emilia yöntemiyle beraber sanat etkinliklerinin sunumunu yaptılar, geçen senden de bilgim var bu sunumdan, yine de tekrar oluyor banada mesela yeni kararlar aldım, Yağmurun odasına bembeyaz bir halı alarak ne kadar kötü yaptığımı farkettim. şimdi annemlerden eski nbir halı bularak kaldıracağım o beyaz halıyı. sonra yağmura kavonozlar içinde toz boyalardan sıvı boya oluşturacağım elinede nalburdan alacağım kesme fırçalardan vereceğim, büyük kağıtlarımız var nerede isterse orada kullanabilecek, bugüne kadar zaten resim ya da farklı bir etkinlik yaparken hiç kısıtlamadım kızımı ama bazen olmaması gereken şeyler de benim canım sıkıyordu...oysaki çocuk için her ortamı ona göre hazırlarsan aslında canını sıkacak bir şey çıkmaz.. yağmurun eski odasında bir duvarı vardı mesela oraya yazıp çizerdi boyardı, şimdi odasında kağıtlar kullanıyoruz büyük ebatlarda, ayrıca kağıdı dergisi masası boyası her bir şeyi ortada duruyor geçen seneki sanat toplantısından sonra da hiç bir şeyi saklamamam , görünür yerlerde durması gerektiğini öğrenmiştim çünkü...yani gerekli tüm materyalleri kullanabiliyor yağmur şu anda...o beyaz halıyı kaldırmamız gerek ama ondan sonra toz boyaları da hazırladım mı daha da kızımdan özgürü yok sanat adına:) her zaman şuna inanıyorum çocuğun önüne ne kadar çok şey koyarsan o kadarını da alır, o kadar öğrenebilir, kesinlikle.sen fırsatı ve ilgini ver gerisi onun içindeyse çıkıyor zaten, dün sanat öğretmeninin yağmur hakkında söyledikleri beni çok mutlu etti, geçen sene daha keyfi yaparken çalışmalarını bu sene daha düşünerek daha yaratıcı çalışmalar ortaya koyduğunu söyledi, yani renkleri birbirine karıştırmak yerine hangi rengi kullansam buraya diye düşünür olmuş...gidip gizlice bir gün izleyeceğim...


Hımm bu yöntemin tek acınası hali ne biliyormusun, ilköğretime geçtiğinde kimse bu yöntemleri kullanmıyor:( ve çocuk kalakalıyor ..hangi ders olursa olsun ama resimde mesela sınırlar koyuluyor, kuş "m" şeklinde olur, çatı üçgen olur, ağaç yeşil olur...sen kuşu gökyüzünde çok büyük çizebilirsin ama "m" çizen makbul olur, takdir görür...inşallah okulunda idealist, genç bir öğretmenle öğrenir yağmurum ve diğer bütün çocuklar, kalıplaşmış şeylerden uzakta kalmalıyız ki çocuklarımız bizler gibi büyümesin...
Boyama kitabı da kullanmıyoruz hiç, o da bir sınır, oyun hamuru kalıplarını da kullanmıyoruz bu da sınır ya da ne bilim dondurma makinesi almıştım yağmura onunla oynuyor ama makine işte o da..hazır her şey...zaten endüstrileşen şu dünyada her şey hazır, her şey matematik, ne bilim rekabet, sınavlar, yarışlar...herkes çocuğuna mühendis, mimar, doktor olsun diye uğraş veriyor, ortaöğretime geçince kurslar, fen, matematik alanında yükselmeler...ama yoksa çocuğun içinde başarısız oluyor işte başarısız olunca o çocuğa "kafası çalışmıyor" deniliyor, belki çocuğunun kafası sanata yatkın, belki çocuğun çok güzel resimler yapıyor ya da kulağı çok iyi...keşfedebildinmi acaba bunu? çok üzülüyorum bu durumumuza yine, umarım farkında olan ana babalar oluruz....


Verimli bir akşamdı özetle düşündüğüm şeylerin yeniden alevlenmesiyle kendimi daha iyi hissettim. geç geldim eve yemekti, duştu derken 12 yi buldum yatmaya...kitap okudum çok güzel bir kitap, bu arada Kıran Desai Orhan Pamuğun bir ara sevgilisiymiş, evet duymuştum bunu ama adını bilmiyordum kadının..neyse orası beni ilgilendirmez...Aşk la ilgili çok güzel bir şey yazmış, onu okuma hallerimde yazacağım...
Bugün ne yapacağım belirsiz, pasta son halini alacak bugün ama akşam da alabilir o hali bilmiyorum karar verilmedi. Dışarı alışverişe çıkabilirim bayram geliyor malum kuzum yeni elbiseler giysin istiyorum, belki bu yüzden çıkabilirim, hımm bir de işte toz boya olayını halletmem gerek...süpürgeciyi arayacağım, meyve suyu sıkacağı parçaları için aranacak, yoğurt makinesinin tek kavanozu kırılmıştı onu arayacağım mım mım mım...savcılıktan iyi hal hali lazım ona bakacağım...uff çok iş varmış. ben gidiyorum o zaman şimdi evi toplayayım ev de evlikten çıktı temizlik yapamayınca:(

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...