31 Mart 2010 Çarşamba

Dün Yağmur’a şaka olsun diye artık okula gitmeyeceğini söyledim saçlarını tararken, aman Allah’ım nasıl bir tepkidir şaşırdım gözleri doldu “ama ben okulumu çok seviyorum orda hep yeni şeyler öğreniyorummmm” dedi…çok sevindim bunu söylediğine ama.
Hımm bir de bu sabah yatağında ana kız oynaşırken dedim ki “ anneyle kokoşnik yapıp yatmak mı istersin, okula mı gitmek istersin?” dedim, valla beni değil yine okulunu tercih etti öğrenmenin ne kadar güzel olduğunu fark etti kızım. Umarım tüm yaşamında okumayı ve öğrenmeyi yine bugünkü gibi çok istersin meleğim, süslü kızım benim.. aa bi kolye yaptım ben kızıma dün. Adının baş harfini süsledik ama fotosunu sonra koyucam. Kızım çok beğendi valla,
Aybars’ta çok beğendi bayıldı hatta:)

Dinazorlar partisi

Yağmur'un bu ay okuldaki proje konusu dinazorlar ve eski çağlardı... ay sonu olduğu için bu ayın sonunu da okulda ki dinazorlar partisiyle kutladılar.
Yağmurum Dinazor


İşte önde Baler ve arkasında kızım:)

Ezgi ve Yağmur

29 Mart 2010 Pazartesi

Perşembe günü anneannemi ziyarete Ankara’ya gideceğim.
Canım anneannem küçücük bir çocukken hatırlarım ellerim üşümesin diye, benim ellerimi yumruk yaptırıp kendi ellerinin arasına alan anneanneciğim,
6 yaşında okula başlamak için yanıp tutuşan beni okula yazdırmak için ne uğraşlar veren anneannem benim,
Hatırlıyorum da aynı okulun farklı iki yolu vardı ilk yoldan gittik. Beni yaşımdan dolayı okula almamışlardı çok üzülmüştüm.. diğer yoldan gidince sanki başka okula varıyorduk da ben o yoldan bir daha aynı okula anneannemi götürdüm…
Ama yine üzülmüştüm…
Derken yine ben başka bir okulda 6 yaşımda okula başlamıştım.
İlk kırmızı kurdeleyi ben almıştım….
Daha da küçükken Ankara’da anneannemin yanında kalırdım ben…sabahları bana çiğ yumurta sarısı yedirirdi, çok zayıfım sürekli hastalanıyorum diye…
Ne acayip şuruplar yapardı bana, evde alıp saksıların dibine döktüğüm…
Beni camilere götürürdün minarelerine çıktığımız..dualar okurduk beraber huzurla…
Her Ankara ‘dan bizi ziyarete gelişinde beklerdim seni, bazen de getireceklerini canım anneannem… çünkü yokluktan biz 4 kardeşin istediklerine cevap veremezdi anneciğim, sen getirirdin teyzem getirirdi oyuncak bize…
Okul zamanımda balinler önlük istemiştim de yine imdadıma yetişmiştiniz…balinler önlüğüm olmuştu…

Gerçekten düşünülmeyen çok şeyi düşünerek bana bıraktıklarından dolayı kaybetmekten en çok korktuğum varlığımsın benim…
Kokunu asla unutamadığım, kucağında şefkatin en güzelini hissettiğimsin sen benim…

……



Californication - Red Hot Chili Peppers

Bu yağmurlu ve gri havadan merhaba canişkom, bana hiç bir şey yaptırmak istemeyen havam:)ama bazen de çok şey yaptırmak isteyen:)insanoğlunun doğası bu işte nankör, bazen bozuk:)

Dün hava çok güzeldi kızımın hafta sonu çok güzel geçti...cumartesi günü bir arkadaşımla dışardaydık Ortaköyde. Yağmur parkta oynadı, kuşlarla oynadı, onları besledi. çok yoruldu yavrukuşum yemek yedik sonra güzelce, derken bugün için planladığımız kitaplarımızı almaya gittik yavruşa 2 kitap aldık çok sevdi ve sevindi zaten koşa koşa sabırsızca gittik kitapçıya...oturdu minik pufa uzunca bir süre kitapları inceledi bayılıyorum bu haline onun... gün gelipte böyle onu kitapların arasında şimdiki gibi görmeyi çok isterim. Aşılamak istediğim yegane şeylerden biri de okuma sevgisi merağıdır.







Pazar günü ise aslında bu hafta için planladıklarımızı yapamadık ama yinede güzel bir gün oldu öğlen yürüyüşe çıktık Kuruçeşme, Arnavutköy diye...hava inanılmaz güzeldi gerçi akşamüstü yağdı biraz ama sorun olmadı, yağarken biz yemek yiyorduk..Yağmur'un bana çekmiş en önemli özelliklerinden biride dışarı çıkınca acıkıyor olmasıdır.. pilav isterim diye tutturdu ama bir balıkçı semti olan Arnavutköyde pirinç pilavı bulmak bizim için çok zor oldu en sonunda kebapçıya girdik bulgur pilavı yedi:)









26 Mart 2010 Cuma


Flashing Lights-Kanye West

Ben hayatımda böylesi güzel bir havuçlu kek yemedim, hayatımda hiç bu kadar uzun süre "ımmmmm" diye diye bişey de yemedim...Çok üzülüyorum şimdi, gerçekten ama çok üzülüyorum. Neden mi? bunca zamandır yediğim havuçlu kekleri havuçlu kek niyetine yediğim için:( dehşet bir şey gerçekten, hayatımın brownisini ve havuçlu kekini bulduğum için çok ama çok mutluyum:)
Pastacılık kursunda öğrendiğim browni browni değilmiş zaten bunu anladım...hım tabi bu brownimi bulana kadar da o browni harikaydı:)daha neler görücem Allah'ım!!!

Kekimin üzerindeki sos orjinal tarifte vardı ben labneyi severim hele ki tatlı bir şeyin içinde böyle hafif o boğuk tat çok hoşuma gider, chesecake gibi, künefe gibi, hoşmerim gibi:) işte bu sos ta keke ayrı bir hava katıyor, tat katıyor, lezzet katıyor.
Ama sos olmadan da yeniliyor bayıla bayılaaaaaa

Seviyorum ya mutfağımı, yumurtalar, şekerler, unlar, tereyağları, taze sebzeler, meyveler, mikserim, fırınım, kek kalıplarım.....:))))

İşte huzurlarınızda tadına doyamayacağınız başka bir yerde yiyemeyeceğiniz iddialı kek'im kek ötem harikam!


Annecim ne çok uğraşır havuçlu kek tutturmaya ama geliyorum anneeeeee!



Yağmur bu sabah okula gitmeden önce

Yağmur'un sabahları ilk sorduğu soru şu; hiç kesintisiz uyanır uyanmaz "Anne bugün ne günü?" okulda pazartesi günleri evden kitap götürme günü,
Çarşamba günü evden oyuncak götürme günü,
Cuma günü evden cd götürme günü... bunların yanında gezi günleri de var...onları zaten mutlulukla bekler:)
Ayrıca akşam okuldan çıkınca da sorduğu ilk soru şu; hiç kesintisizidir bu da:) "Anne bugün planımız ne?" illa bir planımız olmalı ya Yağmur yapar planı ya ben sırayla olur bu... ama gezmeyi çok sever yani her akşam çıkışta bir yere gitsek hiç te şikayeti olmaz hani..bugün Yağmur'un günü o zaman ...Abim için dua okunacak evde bu yüzden Anneme gideceğiz.

Hafta sonumuz geldi, pazar gününe planımız hazırda, yarın için ne yapsak dedik ana kız kendimizi kitapçıya atacağız diye plan yaptık:) ne güzel...bu arada kendime yeni kitap alacağım.



Düşündüğüm kitap bu işte; Amerikanın Güney kasabasında 5 kişi nin ayrı ayrı öykülendiği ve kitabın sonunda öykülerin birbirine bağlandığı bir roman...ilgimi çekti doğrusu...

"Sağır bir kuyumcu, siyah komünist bir doktor, müziğe tutkun kalıplara uymayan bir genç kız, komünist, aykırı bir gezgin işçi, merhametli bir lokantacı. Her bir karakter romanın temel duygularını yansıtıyor: umut, umutsuzluk, sabır, anlayış, tükenmişlik, kıstırılmışlık."

Okuyacağım bu kitabı.

Neyse şimdilik çıkmam gerek browniden sonra güzel bir havuçlu kek keşfettim ve aklıma taktım kaç gündür şimdi onu yapmaya mutfağa..yani mutlu olduğum yerlerden birine gidiyorum:)


Huzur içinde uyu...

Bugün büyük abimin aramızdan ayrılışının 8. yılı...
Çok geç bulduk seni...hem senin için, hem bizim için çok erken kaybettik ama...
Bu akşam dualarımız sana olacak...
Huzur içinde uyu...

25 Mart 2010 Perşembe

Geçen hafta sonumuz ve gelecek hafta sonumuz


Geçen hafta sonu sabah kahvaltısıyla başlayacak olan çatalca yolculuğumuza çıktık..hava çok güzeldi, ben de çok özlemişim hani o sessizliği annemle yapacak olduğum sohbeti, kahve keyfimizi... ohh misler gibi soba çıtırdayan evimize girdik annem çok güzel kahvaltı hazırlamış bayıla bayıla köy ekmekleri köy yumurtaları derken yuttuk ta yuttuk...harikaydı gerçekten...ağır geçen kışın ardından bahçe çok bozulmuş tabi koca koca çam ağaçları devrilmiş... yazık oldu kesilecek bu güzelim ağaç işte....insan inanamıyor babam burayı ilk aldığında yani daha ev bile yoktu kel kör bir tarlaydı işte..nasıl etti yaptı şimdi bakıyorum da bizim küçük ormanımız işte burası, nefes aldığımız..hatıralarımız, ateş böcekleriyle olan sohbetlerimiz, yıldızları seyrettiğimiz... en ufak, sanki dünyaya ait sesin olmadığı, duyulmadığı bir yer işte....insanın huzuru için gereken tek yer bence..Ah mutluluklarım, sevinçlerim, kahkalarım her yerde varsınız hiç gitmeyiniz yüreğimden, yüreğimizden....

Minuçkam çok eğlendi hava çok ılıktı bununla beraber ılıkılık da rüzgar esiyordu örttük kızımın başını ki ben pipirikli anne.. olsun dedim temiz hava iyi gelir hep bahçedeydi... kahvaltıdan sonra bahçede türk kahvelerimizi içtik...Anneciğim benim yanında mutlu olduğum, kendimi bulduğum tek insansın sen...biliyorum ki seni benden daha iyi anlayan olamaz...biliyorum çünkü sana çok benziyorum annecim benim...

Beraber bahçeden pazı topladık taaazecikk, bende on minuş pazıları sarıp güveçte minuç dolmacıklar haline getirdim mis gibi yedik ohh çok şükür...

Ne diyebilirm ki insanın sevdikleriyle olması kadar güzel bir şey olamaz...bir de ertesi zamanların sancısı olmasa üzerimizde....
Teşşekür ederim Annecim, Babacım benim...fotoğraf makinemin pili bittiği için pozlayamadım sizi ama borcum olsun...

Bu hafta hedeflediğim üzere, hatta çok zaman koymuşum daha da erken bitirdiğim kitabım "fedailerin kalesi alamut" süper bir kitaptı..sanırım uzun süre etkisinden kurtulamayacağım ve üzerine çok konuşacağım bir kitap olacak...Yorumlarımı burdan yapmayı çok tercih etmiyorum...gelin konuşalım:)

Dün de bir browni yapmışım, valla anneme çaya gittik kapış kapış, kavga dövüş ne olduğunu anlamadan bitti:) e benim içimede o kadar çikolata koy bende kapış kapış giderim:) bundan sonra browniyse işte bu browni üzerine daha iyisi gelene kadar başkasını tanımam !

25 nisan Süreyya Operasında "Mutlu Prens" Müzikal çocuk oyununa bilet aldım...

Bu hafta sonu pazar günü ise Yıldız parkında kahvaltı, ardından da oyuncak müzesine gezimiz var:)




Bazen içinden çıkılmaz bir hal alıyorum ne hali olsun benim iç halim işte...yürek vurgunlarım, sana hassasiyetim, kırılganlığım...ve hep siz işte....yorulmuyorum ama içimden çıkamıyorum işte...bu hayatın insanları nereye götürdüğünü düşünüyorum öncelikle kendimi düşünüyorum nereye diyorum? hep inandıklarımdan doğrularımdan başlıyorum bir zaman önceki inancım ve şimdime bakıyorum her şeyi değiştirmişim diyorum..ve bir zaman sonra da berbat mı etmişim acaba diyeceğimden korkuyorum..hareket etmek zorlaşıyor benim için işte o zamanlar..takılıp kaldıklarım oluyor çok eski zamanlardan bakıyorum nasılda saplanmışım diyorum...ama ben bırakmak istiyorum ellerimden onları...gideceksiniz değil mi?

16 Mart 2010 Salı

Okul etkinlikleri

MUNDİAL SİRKİ

İSTANBUL MODERN SANAT MÜZESİ

İSTANBUL MODERN SANAT MÜZESİ

İTFAİYE GEZİSİ

MESLEKLER PARTİSİ

Oğlum dinazor

Pazartesi---

Canımın içi her gün okula hevesle gidiyor, bazı sabahlar uyanması zor oluyor ama
kıyamasam da düzenini bozmuyoruz senin...

hımm bu arada kızım ilk aşkını yaşıyor:)aşkın ve evlenmenin tam anlamını bilmese de kendi kendine mırın kırın bir şeyler yaşıyor:)ilk aşkımızın adı Baler:)baler kızıma uyku odasında evlenme teklifi etmiş. Daha doğrusu "ben büyüyünce seninle evlenicem" demiş. Kızım da "tamam" demiş:) Baler en çok kızımın saçlarını seviyormuş, kızımda ona hoş görünmek için sürekli etek, elbise giyip süsleniyor:) saçları açıkken saçlarıyla oynuyormuş Baler Yağmur'un:)Dün yine oynamış kızımın saçlarıyla. Yağmur'da dünden hevesli evlenmeye ama tabi şunu belirtmem gerek kızımın evlenmekten anladığı süslenip dansetmek o kadar:) kuzenimin düğününe gitmiştik te nikah kıyıldı ama Yağmur sorup duruyordu "anne ne zaman evlenecekler" diye:) bu arada işte Balerimiz...

İlk aşkımız unutulmasın:)

Dün Yağmur'la dinozorumuzu tamamladık hafta sonu yapmıştık gazete kağıtlarını yumrulayarak şekli oluşturup kağıt bantla sardık her yanını..dünde boyamasını yaptık..eh acemice bir şey tabi ama Yağmurun isteği ve hayal gücü işte...bravo kızıma...





Boyandıktan sonra Yağmur "oğlum" dediği dinozorla bayağı oynadı doğum gününü kutladık oğlunun:) Bugün okula gitti oğlu bakalım neler oldu akşam dinleyeceğiz...

Yağmurdan gelenler;


Yağmurun okulda akıl haritası zamanında

Dünya kaç yaşındadır? sorusuna verdiği cevap ise

"sıfır yaşında, çünkü sürekli dönüyor.."??

Bende bugün keçeden kedimi yaptım taktım montumun yakasına:)



15 Mart 2010 Pazartesi

Evet koca bir hafta sonu geçti cumasıyla beraber, bu hafta sonu kalabalıktık, küü bendeydi bir de rifi hem iyi hem de kötü bir hafta sonu geçirdik aslında..Denizin ayağında tümor olduğunu öğrendik:(bu durum hepimizi çok üzdü bütün kemikleri tarandı ama çok şükür ki başka bir yerinde yok yine de çarşamba günü çıkacak tomogrofi sonucunu bekliyoruz. umarım kötü çıkmaz sonuçlar zaten aklımıza da getirmiyoruz böyle şeyleri...
Deniz yavruşunun doğumgününü yaptık cumartesi günü ben evden bir şeyler hazırladım gittik kutladık... ailecek ona fotoğraf makinesi aldık sürekli çekti durdu çok sevindi zaten kendisi de para biriktirmiş katkı yapıp aldık:)aynı zamanda 13 mart babamında doğumgünüydü ona da güzel bir hırka aldım çok yakıştı ..hem babama hem denize nice mutlu yıllar, sağlıkla tekrar:)
e tabi malum dünde kendimize fotoğraf makinesi aldık:)yuppiiii çok mutluyum hemde çok güzel bir makine aldıkkkk daha hala öğrenme aşamasındayım teferruatı çok olduğu için zamanla çok güzel çekimler yapacağım...ayrıca hd kalitesinde video da çekiyor eh bunlarda makinemin özelliklerinden birazı:)
Yağmur'a gelince:) Yağmur'u akşam yatmaya hazırlıyorduk ki o sırada tv ye takıldım baktım hiç sesi çıkmıyor seslendim bana bakmadı ..odasına gittim bir de ne göreyim elinde makas bizim kız saçlarını kesiyor?? bir kaç tutam kesmiş yerlerde duruyordu. neymiş efendim kahkullerini kesmek istiyormuş. neyse aldık elinden makası yani yarın öbürgün kırpılmış bir şekilde karşımıza çıkarsa hiç şaşırmayacağım:)
hımm kendime de işlemesi daha kolay keçeler aldım, kendimce bir çerçeve yaptım ama daha aklımda çok şey var yapacak ...

Çerçevem:)

Tabi burada Yağmur daha dikkat çekiyor o ayrı:)

10 Mart 2010 Çarşamba

Zaman geçer ama sen içimdesin...

Canım kızım benim çok uzun zamandır sana yazamamanın burukluğu içerisindeyim neden dersen nedense hep önüme bir şeyler engeller çıkıkıyor izin vermek istemesemde kendi içimde bocaladığım çok şey oluyor bitanem.
Neler değişti yazmayalı aslında çok şey değişti, öncelikle sen değiştin :) artık biraz daha kendi istediklerinin olmasını isteyen ve bunun için bazen yerlere yatan bir kız oldun...düşünüyorum da büyüdükçe "sen" büyümek te zor oluyor :) bazen kilitlenip kalıyorum seninle konuşurken, derin nefesler alıyorum yanlış yapmamak için, bazen de kendi duygularıma hakim olamıyorum...aslında hayata senin gözünden baktığımda sorunları çözmek çok daha kolay oluyor....
Biraz daha değişen gerçeklere bakalım..odanı değiştirdik bebeğim artık o korkuluklu minik yatağından çıktın kocaman yatağın oldu, odan büyüdü..daha odan için yapacak çok şeyimiz var ama zaman alıyor tatlım göreceksin bittiğinde her şey daha güzel olacak . fotoğraflarını da çekip koyarım günlüğüne tatlım...hımm bu arada fotoğraf makinemizi elinden düşürdün ve bozuldu artık makinemiz:(yenisini alana kadar idare edicez bebeğim fotoğrafsız...
Geçen ay okuluna etkinlik yapmaya geldim. Senin sınıfına, arkadaşlarınla beraber düğmelerden, boncuklardan kolyeler, bilezikler yaptık:) seni sınıfında arkadaşlarınla görmek beni çok mutlu etti...ne bilim bakıyorum orda arkadaşlarınla iyiyi kötüyü yaşıyorsun ve kendini sadece sen müdafa ediyorsun. Bu biraz içimi burksa da beni çok mutlu da etti bir yandan yani yanında annen baban olmadan kendini korumak, savunmak sana güç katıyor yavrum.. o kadar mutluydun ki orada sınıfında... baktım büyümüşsün... ben bu cümleyi çok kuruyorum çünkü her geçen gün büyümeye devam ediyosun...dün resimlerine baktım yine söyledim inanamadım, bazen o geçmişi yaşadım mı ben diye kendimi sormaktan alamadım inan ki...

Dün seninle çok şey yaptık eve gelince...bana yardım ediyorsun artık mutfak işlerinde ayrıca çok ta keyif alıyorsun:)
Yoğurdumuzu sen mayaladın mesela:) küçük parmağınla sütün ılıklığına baktın, mayayı süte döküp kavonozlara doldurdun:)
Sonra ekmek yaptık, bütün malzemeleri sen koydun, makineyi çalıştırdın ve çok güzel bir ekmeğimiz oldu...
Sonra pırasa için havuçları soydun:)
hımm bir de istediğin elmalı turtayı yaptık dün:)
...sonra oyunlar oynadık biraz sen yine karnını şişirdin hamile oldun:)ben dr. oldum ve bebek çıkardık karnından:)anaç kızım benim...
Akşam noel baba kıyafetlerini giydin, çuvalına oyuncak doldurup babanla bana getirdin:)
sen odanda bu hazırlıkları yaparken bende seni salondan kapı aralığından izledim öyle tatlıydın ki o minicik bedeninle, ellerinle, o minik ama zehir gibi beyninle, orda hazırlandın ..bazen tarifi mümkün olmuyor duyguların canım kızım ...iyi ki doğmuşsun bebeğim iyi ki bir kızım olmuş...tek dileğim sağlığın ve mutluluğun canım...
Bugün okuldan seni alıcam, anneannene gidicez Kübra ablan geldi "Antik Aryalar" yarışması için İstanbul'a... küboşu görmeye gideceğiz.

Bundan sonra bloğumu ihmal etmeyeceğim:(
ve en kısa sürede fotoğraf makinesi alacağım...

Anniş.


Senden cümleler...1

yemek yerken eğer çok beğendiysen yemeği;

- ımm nam namlı olmuş...diyorsun:)

  Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...