28 Kasım 2011 Pazartesi


Yağmur ve okul...okulda 3. yılımız bu sene...Sabah 10 dk. içinde hazırlanıp o mutlu haliyle okula gidişine sevinsem mi üzülsem mi bilemedim...ama mutlu yaaa deli gibi üzülmeye bir şeyler mi arıyorum ne...
Çok benzemiş babasına, dün akşam çam ağacımızı çıkaralım da süsleyelim diye tutturmuşken aybarsa çıkarttım ağacı, o sırada süslerin olduğu torba yırtılınca aybars dolabın tepesinden hepsini aşağıya fırlatmaya başladı, ben de çok kızdım her şey ortalığa dağıldı diye, ben aybarsa kızınca yağmur çok üzüldü, "neden babama kızıyorsun kızma anne" dedi, gözleri doldu, tabi o an bütün içimin yağları eridi, öptüm aybarsı o da benden özürdiledi her şey çözüldü...hassaslığı bana benzemiş evet ama rahatlığını babasından almış...
Bazen düşünüyorum da endişe etmek için çok küçük bir dünyada yaşıyoruz aslında, üzülmek için öyle, dertlenmek için öyle...ne var döküldüyse yere öyle değil mi? ne oldu toplamadık mı? her şey aslında bir düzen bir kurallar çerçevesinde mi yaşanmalı? yanlış yapıyoruz da hep sonradan farkına varıyoruz bunların o zaman da geçmiş zamana üzülüyorsun işte...
Rahat yaşamak en güzeli şu dünyada, yapmaya çalışan şanslı, yapabilen kadar:)

Hafta sonumuz hareketli geçti, cumartesi dans dersinden sonra biraz beyoğlunda dolaştık, çok kalabalıktı, o kadar sevdiğim beyoğlunda zevk alamadan gezdim durdum, uzun süre gidip gezmek istemiyorum hatta, pazar günü de bebeğimizin şekerlerinin malzemelerini aldık, odaların perdeleri eksikti oralara stor perde aldık, pazara gittik, nefes alınabilecek bir yer yoktu , bir 10 yıl sonra burada olmak istemedim, hatta 5 yıl sonrası bile, insan kalabalığı ve trafikten yoruldum...

Eve gelince rahat bir nefes aldık hepimiz, yağmur uyuyunca da sohbet muhabbet derken saat 12 yi geçiyordu yattık, uyuduk...Güzel bebeğim kıpırdandı durdu yine gece, bir canlıyı varetmeye yardımcı olurken içimde hissettiklerimin mutluluğuyla, onu dinleyerek uyumuşum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...