23 Mart 2012 Cuma

Sonunda aklandık...
Aylinden dolayı çok sağlık sorunlarımız vardı içim hiç rahatlayamadı doğduğundan bu yana neyse ki bugün derin bir oh çektim...eh havalarda şahane olunca....Aylinle artık gezmelere başladık , koyuyorum kızımı pusetine çıkıyoruz dışarı, ona iyi geliyor mu bilemem ama bana çok iyi geliyor dışarıya çıkmak:) Aylin ilk kez 20 martta pusetiyle geziye çıktı...:) gün be gün yazamıyorum bunları aslında yazamadığım bi dünya şey var buraya, bazıları yazmak istemediğimden aslında bazıları da hep zamanın içinde kaybolan şeyler...
Neyse
Aylinimin göbeği 8 günlükken düştü ama düşer düşmez de bi akıntı başladı işte artık 2 aylığız ve anca bi dr. müdahelesiyle geçti, öncesinde dr.u ilaçlar verdik geçmedi, başka dr. a götürdük o da ilaç verdi geçmedi, bu sefer dr. umuz bizi çocuk cerrahisine yönlendirdi, bugün gittik göbeğinde granülom denilen (araştıra araştıra bitiremediğim bu rahatsızlık) o minik yumruyu dr. kibrit çöpü gibi birşeyle yaktı, ama bizim bildiğimiz yakmak değil yani, sağolsun dr. açıkladı, inşallah tekrarlamadan geçer ama yine de kurtulduk işte!
Bir diğer sorunumuz kalça ultrasonunun 6. haftada istenilen değerde olmamasıydı, onu da dün başka bir radyologda tekrar ettirdik, o da kitaplara konu olunacak derecede normal çıktı:)
Neredeyse 6 yıldır yaşadığım çocuk doktoru, hastanesi deneyimden sonra anladım ki parayı veren düdüğü çalıyor, tabi her şeyde geçerli olmayabilir ama yok gerçekten parayı verince bu ülkede her şeyi hakedebiliyorsun, çok acı...
Çocuk cerrahisi için bizi dün dr. şişli etfale yönlendirdi, bugün sabah oradaydım, kimse yüzüne bakmıyor senin, toplanmış bir sürü gariban insan, bir sürü günahsız çocuk, kimi yeşil kartlı kimi incecik elbiseli minik çocuklar...insan hayat dersi alıp çıkıyor işte, fazla dert edindiğinde kendine gidip bakmak gerek oralara nelerle canımız sıkıyoruz insanlar ne dertte diye...

Aylin 2 aylık oldu ama hala bazı geceler bağırtıları devam ediyor ama büyüyor artık yüzüne bakınca gülüyor, sesler çıkarıyor, yatağında ki dönencesiyle çok ilgili keyifli olduğunda bırakıyorum kendi başına vakit geçirebiliyor, çok heyecanlanıyor ona bakarken elleri kolları kıpır kıpır, altını açınca ne kadar sıkıntılı olsa bile yüzü gülüyor, büyüyor benim kızım işte tıpkı ablası gibi :) ablası da büyürken beni hala heyecanlandırıyor, ilk dişi düştü aslında babası çıkardı dersem daha doğru:) ama çıktı çıkacak o derecedeydi, büyüdükçe değişiyor yağmur, son zamanlarda uzun süreli kendi başına oyunlar oynamaya başladı, kağıdı kalemi düşmüyor elinden, eve geliyor odasında kitap okuyor bazen karşısındaki hayali arkadaşlarına, kardeşini çok seviyor, yardım ediyor her şeye, geçen hafta cumartesi akşamı kızımla atlantise gittik bütün biletimizi çarpışan arabada kullandık çok zevkliydi, yağmurla başbaşa vakit geçirmek çok ama çok güzel bir şey bir de vaktimiz sınırsız olsa her şey daha da güzel olacak:)

Şimdilik her şey güzel, evet hayatımızın zor yanları mutlak var ama yarını düşününce her şey daha da basitleşiyor...mesela akşam aylin ağlıyor hem de çok ağlıyor ben daralıyorum bazı bazı ama biliyorum ki yarın olacak aylin sabah gülücükler dağıtacak, yağmur mutlu mutlu okula gidecek işte o zaman evet her şey güzelleşiyor...

Sadece bunları düşünerek geçse zaman keşke ama bir de diğer yüzü var madalyonun o da babamın salı günü anjiyo olacak olması:( inşallah sadece anjiyoyla kalır...yoksa önümüzde uzun bir süreç var yine..

Ey hayat, çok güzelsin , yaşamaya değersin, eğrisiyle doğrusuyla ama keşke biz de gerçeklere bu kadar yakın olmasaydık....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...