28 Şubat 2013 Perşembe

Güneşi görünce saldırdık ya biz parklara, otlara, bahçelere işte hasta olmuşuz...Aylintoşta baş gösterdi şimdilik ufak çapta nezlemiz...öyle tatlı ki o minicik burun deliklerinden akıyor sulu sulu sümükleri bebeğimin, böyle olunca daha bir üzülüyorum o düşünce mesela, ya da bir şey isteyipte ulaşamadığında, ağlayınca...şimdi uyudu canım benim, bakalım inşallah bol anne sütü ve yardımcı kuvvetlerle bir kaç güne aşacağız bu durumu...şimdilik yağmurda yok bir şey.... umarım olmaz...

Dün yağmurla dişçiye gittik, ben hemen tedaviye başlamazlar diyordum ama dün patır patır 3 dolgusunu yaptılar bile...kaldı 2 dolgumuz, ona da randevu alıp tekrar gideceğiz...sonra da rutin olarak ortodontik takiplerimiz başlayacak...

Şimdi sırada ortopedimiz var, yağmurda ki içe basma olayını çözmemiz gerek..şu kalan 2 dolguyu da bitirelim sonrasında ayaklarımız için gideceğiz...

Aslında çok fazla yazacak olayım yok bugün, hava zaten kapalı, hava kapalı olunca benimde içim kapalı oluyor, keyifsiz oluyorum...aa ama şunu söyleyebilirim murakami de 2. kitaba geçtim, çok güzel gidiyor hedefimi tutturacağım, pazara kadar 100 sayfam kaldı, okumam gerek böyle olunca ilk hafta hedefimi tutturmuş olacağım, şimdi belki anlamsız geliyor olabilir böyle hedefler, ama insanın başucunda 1300 sayfalık kitap olunca ister istemez şöyle düşünüyorsun, "biter elbet"...ama öyle olmuyor, zaten o kadar keyifli ki keşke daha fazlasını yapabilsem, çok acayip yerlere gidiyor konu , kimi zaman tahmin edebiliyorum kimi zamanda sürpriz şeyler oluyor, yani murakami okumayan kalmasın bence evet fazla fantastik ama çok güzelllll...

Dünden bu yana iki  çok eski arkadaşımla görüşüyorum, biri okuldan biri de ilk çalıştığım iş yerinden...  çalıştığım yerde ki arkadaşımın, ki benim için özel birisiydi, beni arayıp ta bulması beni çok şaşırttı...dur bakalım maziyi konuşacağız bu aralar....

Neyse konumuza dönelim konumuz minik ördekler.
Yağmurdan enstantaneler..

-Anne bir insan kaç yaşına kadar büyür (demek istediği fiziksel anlamda büyümek)
-20 yaşına kadar canım
-Hımm o zaman 20 yaşından sonra doğumgünü yapılmıyor mu?

Bir de kardeşi eğer koltukta bir yerde hopluyorsa ya da tehlikeli bir şeyler yapıp ta yağmur da ona bir şey olacağından korkuyorsa  kızarak Aylin'e;

-Aylin yüreğim indi yapma!

:)

Diyor...

Off aklıma geldi geçen gün alışverişteyken yanlışlıkla aylinin parmağı kabin kapısına sıkıştı ama çok kötü oldu bir saat sakinleşemedi canım benim, hadi aylin ağlıyor canı yandı ama bir yandan kardeşine bakarak "anne ne oldu bakim" diyerek iki göz iki çeşme yağmurda ağlıyor...

Canım benim yağmurum onun da yüreği yandı:(

2 yorum:

  1. Geçmiş olsun canlarım benim.hem nezle hem diş hemde parmak için. yerim ben o akıllı duyarlı bıdık canikomu.ne güzel şiir yazarmış anneciğine. kuzum benim. benimde yüreğim indi bak şimdi. ortodontiye başlamıza sevindim. uzun yorucu bir süreç ama değer.umarım çabuk ve zahmetsiz olur. içe basma olayımı var ? bilmiyordum hiç dikkatimide çekmedi. ya şu ağlama olayı içimi cızlattı. canım benim ne kadar sana benziyor canikomun bu huyu. sanki senin çocukluğunu görür gibi oldum. bebeğim benim.
    murakamiye gelince ben henüz başlamadım 1084 e. elimdekileri bitirip başlamak istiyorum. nedense onu sona saklıyorum. hani çocukken en sevdiğimiz yiyeceği sona saklardıkya, hah aynen öyle bi şey.o orda durdukça heyecanlanıyorum.
    ben bu gün engelli dostlarımı sinemaya götürdüm pelin. çok ama çok mutluyum. biliyormusun çoğu hiç sinemaya gitmemişler. kimse götürmemiş, götürmek istediklerinde de karşılarına merdiven engeli çıkmış. burada merdivensiz tek bi sinema yok anlayacağın. adam tuttum taşıttım bende iskemlede olanları.hala çok iyi insanların var olduğunu bilmek içimi aydınlattı. bir kuruş para ödemedik sinemaya. herkez elinden geldiğince yardımcı olmaya çalıştı. söz vermiştim kendime bu insanları sinemayla tanıştıracağım diye. ve sözümü tuttum. görülmeye değer bir mutluluk yaşadılar. ve ben şu anda bulutların üzerinde uçuyorum.çok mutluyum çok mutluyum.ağlayacak kadar çok mutluyum. seninle paylaşmak istedim mutluluğumu. öpüyorum hüzün gözlüm. seni çok seviyorum.

    YanıtlaSil
  2. Teyzeciğim gördüm resimleri, o kadar mutlu oldum ki hele o Ramadan'ın elindeki bebeğiyle görüntüleri beni çok duygulandırdı, keşke herkes böyle elinden geldiğince bir şeyler yapsa, yapabilse demiyorum, yapsa, çünkü elinden gelipte yapmayan bir dolu insanız şu dünyada, oysa ki nasıl bizim haklarımız varsa bu dünya da onlarında hakları var, engelli olmaları hiç bir şeyi değiştirmez, sen ki buna vesile oldun, sana minnettar kalacaklar..çok teşekkürler teyzeciğim bu mutluluğu en başta onlara, sonra kendine, sonra da bana yaşattığım için, sen kocaman bir meleksin!

    1084 e gelince onun hakkında da konuşmadan edemeyeceğim gerçekten o kadar tatlı gidiyor ki kitap biterse ne yapacağım diye ben de düşünüyorum:( aynen tanımlaman gibi en güzelini en sona bırakıyorsun, çok severek okuyacaksın kesinlikle, benim murakamiye başlamam da senin sayende olmuştu tıpkı kitap okumaya başlamam gibi..
    Seni çok seviyorum !iyi geceler:)

    YanıtlaSil

  Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...