24 Eylül 2013 Salı

Hafta sonu günlüğü


Kapalı bir hava ve biraz hasta gibiyiz...ben zaten tatilden döndüğümüzden bu yana bir iyi bir kötüyüm hafif nezle ve kırgınlık şikayetlerim vardı. şimdi de aylin biraz böyle oldu, hafiften burnu akıyor ama genel hali iyi. hastalık üzerine bu hava da eklenince evdeyiz vallahi süt almaya gidecek halimiz yok:( ama süt oburu kızlar varsa evde ki artık ben de eklendim bu listeye gidip almamız gerek.

Neyse ben hafta sonundan bahsedeyim biraz , hafta sonu cumartesi günümüz oldukça hareketliydi yine bir doğumgünümüz vardı ama öncesinde Moda Parkında "beyaz yakalılar bişi yapsa" etkinliğine gittik, bizim çocukluğumuzun oyunlarını bizim çocuklarımıza oynattılar çok eğlenceliydi, yağmurda keyif aldı, lastik oynadı, ip atladı (ki bunu zaten yapıyor), tuzluk yaptı kağıttan, topaç çevirmeye çalıştı, yılan ve seksek oynadı:) ne güzel çocuklarmışız biz o zamanlar....nerede bu kadar oyuncak tak lastiği bacağına zıpla dur, sıkıldın mı al topu eline yakantop oyna, o da mı olmadı yine sadece topla istop! renklisi bile var üstelik, o da olmadı çiz yere sekseğini, at taşı sayılara atla atla dur ve daha neler neler...ihtiyacımız olan tek şey arkadaşlarımızdı...
zaman bize iyi şeylerde getiriyor ama bir o kadarını alıp götürüyor işte...yine de tekrar etmek, o günlere gitmek, çocuklarımızın bunları bilip bizi anlayabilmesi de güzel şeyler...havanında güzel olmasıyla beraber  çok keyif aldık ki ben uzun zamandır moda'ya gitmemiştim, bütün sokaklarını karış karış gezesim geldi ama bir doğumgününe yetişmek zorundaydık...
Doğumgünü yağmurun sınıf arkadaşınındı, geçen yıl çok fazla katılamamıştık doğumgünlerine ama bu yıl oldukça katılacağız bu yağmurun arkadaşları ile uyumu için önemli...doğumgünüde akşam saatlerine kadar sürdü...ne gezentiyiz yaw...Pazar günü ise ikea ya gittik, biraz fikir edinmek ve yine gezmek için sonrasında eve geldik babamız maça gitti ben de bir pazar günü hiç yapmadığım bir şeyi yaptım ve uyduruktan ev temizledim:) yaz dolayısıyla halıları kaldırmıştım ama havalar serinledi artık ve ben halılı evimi özledim o bakımdan yapıldı bu uyduruk temizlik iyi de oldu hafta içine işim kalmadı yoksa hiç adetim değildir bir pazar günü temizliği:(  yağmurda kendi odasını temizledi :) bu hafta için anlaşma yaptık eğer bu hafta boyunca odası düzenli olursa ve kitabını bitirirse hafta sonu sinemaya gideceğiz diye:) ben bile sevindim bu anlaşmaya bana da bir fırsat doğdu kızımla baş başa film izlemek için...sonrasında böyle bir anlaşmayı neden yaptım ki diye düşünüp üzülsem de kararımı değiştirmedim, bu sayede bazı şeylere ulaşabilmek için bir şeyleri doğru yapması gerektiğinin farkına varır...hım? olmaz mı? abarttım mı:) bu annelik böyle bir şey işte, deli işi! 

kokoş aylinin kokoş fotolarını göstereyim bir de:) ne yapacaksın evde kokoş ablası olunca onunda kokoş olması kaçınılmaz! nereden görüyorlar böyle anlamıyorum hayır ben de böyle bir şey değilim ki?


Perim benim kitap okurken sızmış...okuduğu kitap Lev Tolstoy - Küçük Şeytan ve dün bitirmiş.  hikaye kitabı. Yağmur Tolstoy'un 16 çocuğu oldugunu öğrenince çok şaşırdı:)


topuklu ayakkabı görsün hiç kaçırmaz.

Yağmur ders yapacaksa o da karıştıracak..bu Aylin'in tek gerçeği:)


Moda parkında kısa bir çay molası.


veee oyun zamanı..



Aylin uyandı, biz sütümüzü almaya gidelim artık:)

20 Eylül 2013 Cuma

birikenler...


Kış mı geliyor ne? kışın camı açtığımda  buz gibi havayı suratıma tokat yemiş gibi hissetmeyi mi özledim ne? evet güneşi görmeyi özlüyorum böyle günlerde de ama  ben yine de en çok kışı seviyorum ama sadece bahara kadar:) 
Biraz tutarsız oldu ama şimdi bu haldeyim ne yapayım, kış gelince mutfağa dönmeyi seviyorum ya,  yağmurum okuldan gelince ona süprizler hazırlamayı seviyorum ya, kapıyı koca gözlü, minik burunlu kızıma açtığımda burnuna fırından yeni çıkmış  kekin kokusunu hissettirmeyi özlüyorum ya işte ben o yüzden bu moda girdim üzerime giydiğim polar sabahlığımla:) 
yalnız şu bir gerçek ki yağmur hiç bir zaman o yapılan kek ya da türevi şeyleri iştahla karşılamıyor, yumulup yemiyor:( 
beze dışında.


haydi biraz daha fotoğraf


Düğüne gitmek için kuaförde süslenen yağmur...


Karakaleme bürünmüş aylin...


bebekken banyoyu hiç sevmeyen ama şimdi günün her saati "bici" yapmak isteyen aylin


Tatile gitmiş aylin


suya dalan yağmur


snack serviste annesinin topladığı bezelere yumulan yağmur


"paaataaa" diyip sürekli parka götürülen aylin...


toplarla aşk yaşayan yağmur


kendilerinden geçmiş iki kokoş...


topuklu ayakkabı meraklısı aylin 1


topuklu ayakkabı meraklısı aylin 2


aslında uyumasalar sırtlarını birbirlerine hiç dönmeyen uyuyan güzellerim


Çilingoz hatırası fotoğraf karesinde ben...
tadı damağımda kaldı, o nasıl muhteşem bir denizdi öyle...doymadım doyamadım, ne manzarasına ne dinginliğine ne berraklığına...çıralıdan sonra aşık olup kaldığım ikinci deniz...
Bir daha ki yazlara inşallah...

geldim geldim!

Güzel bir açılış, bir dünya fotoğraf yükledim yüklerken oturdum başında bekledim hatta o arada aylini bile uyutmayı başarabilip şuraya iki satır yazmaya koyuldum ki parmağımın ters bir hareketiyle bütün fotoğraflar silindi....tekrar yükleyeceğim elbette ama şimdi hazır aylin de uyumuşken az da olsa yazayım...
Kötü oldu bu iş, çok uzak kaldım artık içimde yazmaya dair ne kadar kuvvetli hisler varsa da bir  o kadarı da beni cümle kurmaktan alıkoyan hislerin olması...nasıl bir ruh halidir bilmiyorum ama sanırım üzerine giderek toparlayacağım...
Uzunca bir süre oldu belki çocuklar olmasa 3 ay önce ne yazdıysam şimdi de değişen hiç bir şey olmamış gibi buraya aynılarını yazardım kendime dair.. ama evde büyüyen iki çocuğun varsa hayatında da çok değişiklik var demektir...Bu süper balık hafızamla hatırlayabildiklerimi yine çocuklarım ve kendim adına yazacağım burada...evet bu balık hafıza olayına girmişken gerçekten bu doğumlardan sonra hepten okuduklarımı da unutur oluyorum :( çok mutsuz ediyor beni bu durum çünkü merak edip öğrendiğim bir şey dahi olsa bir kaç ay sonra "aa ben bunu okumuştum, biliyordum :( " hallerine düşüyorum ve sonuçta hatırlayamıyorum...kendi kendimi tedaviye giriştim sözde "b" vitamini alıyorum o da düzenli alsam belki işe yarayacak... ama neyse fırsat bulursam bu konuda bir dr. kontrolunden geçeceğim inşallah.

evet tatillerimiz bitti...okullar kapanıpta çatalcada başlayan tatilimiz arada bir antalya kaçamağı sonrası yine çatalcada sonlandı...şimdi artık okullu olduk yeniden, geçen yıl yaşadığımız heyecanlar yeniden depreşti ve 2. sınıfa başladık...umarım bu okul yılımız da hepimiz için önce sağlık, mutluluğumuzla, sonra da başarıyla geçsin. Yağmurla ilgili hikayelerim yine dopdolu ama zamanı geldikçe bu hikayeleri bloğuma tekrar alışma turlarında yazacağım...

Hep söylerim yazmaya ara verdikçe yazacak çok şeyim olduğunu ama yazamadığımı...durum yine aynı, aylinin sadece 1 saatlik uyuma süresi var ve inanın ben o 1 saatte kendimle ilgili ne gibi bir güzellik yapsam diye düşünüp duruyorum:) bu günkü süreyi bloğuma yazmakla geçireceğim ama sanırım bunun için en ideal zaman geceleri olacak...malum derin uykuların zamanı:)

Şimdi şöyle yapacağım fotoğraflarımı tekrar yükleyeyim, sonra onlar hakkında da bir şeyler yazıp bu postu kapatacağım, yarın ve ilerleyen günlerde uslu durup sözümü tutacağım ve yeniden yazan, yazmaya aşık kadın olacağım:)

Şimdi fotoğraflar yüklenirken ben de günlük ilk kahve kupamı elime almaya gidiyorum..

Bizi takip eden tüm blog arkadaşlarıma sevgilerimi gönderiyorum:)


ve işte tatilimizin ilk günü veee aylin kuma basarrr:)


Abla kardeş yayıldılar yoncaların üstüne ama aklımız havuzda kaldı bu kareler çekilirken:)



Titreyen göl...ama hali içler acısıydı onu ayrı bir konu başlığı yapacağım:(


yummy yummm toplara yumulan kız:)



anne ve kızları poz peşinde:) ortadaki hariç.









Hayat sana güzeldi tatilde bebeğim, tatile gelmeden önce hep şu son karenin hayalini kurdu yağmur, kokteylini alıp havuz kenarında içme hayali, bütün hayallerini gerçekleştirdi yavrukuşum, tatilin 3. gününde sanırım güneş alerjisi oldu, bütün suratı şişti kuzumun, güneş dedim  ama biz havuza da bağlayıp gözlük edindik sonrasında, bu sayede dalarak suyun altında da yüzmeyi başardı miniğim, bayağı geliştirdi kendini.
Her şey çocuklukta...o cesareti buldun mu kimse tutamıyor seni ama büyüyüp korkuların çoğalınca cesaret de edemiyor insan çoğu şeye...o yüzden yağmurun erken yaşta kazandığı her beceri benim için sonsuz mutluluk ve övünç kaynağı oluyor...
Tatil de daha çok resmimiz var ama şimdilik bunlarla idare edelim.

Aylinse ilk tatilinde bize huzursuzluk yaratmadı, suya girmeye yağmur kadar hevesli olmasa da ortama  ve bize uyum sağlayan bir çocuk oldu bu yüzden ayrıca teşekkürü haketti 20 aylık minnoşum:)
Çocuklarla benim tatilimin en güzel  yanı ise odadan çıkınca arkadaki dağınıkları düşünmemem ve "ay ne yicez?" sorularının cevaplarını aramayışım oldu:) bu duygu da bana uzun uzun güneşlenemesem de, elime aldığım kitabı bitiremesem de yetti sayılır:) 

Kısacası güzeldi, 2 yılın üzerine tatile gitmişiz olmasın mı :)

  Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...