25 Mart 2010 Perşembe

Geçen hafta sonumuz ve gelecek hafta sonumuz


Geçen hafta sonu sabah kahvaltısıyla başlayacak olan çatalca yolculuğumuza çıktık..hava çok güzeldi, ben de çok özlemişim hani o sessizliği annemle yapacak olduğum sohbeti, kahve keyfimizi... ohh misler gibi soba çıtırdayan evimize girdik annem çok güzel kahvaltı hazırlamış bayıla bayıla köy ekmekleri köy yumurtaları derken yuttuk ta yuttuk...harikaydı gerçekten...ağır geçen kışın ardından bahçe çok bozulmuş tabi koca koca çam ağaçları devrilmiş... yazık oldu kesilecek bu güzelim ağaç işte....insan inanamıyor babam burayı ilk aldığında yani daha ev bile yoktu kel kör bir tarlaydı işte..nasıl etti yaptı şimdi bakıyorum da bizim küçük ormanımız işte burası, nefes aldığımız..hatıralarımız, ateş böcekleriyle olan sohbetlerimiz, yıldızları seyrettiğimiz... en ufak, sanki dünyaya ait sesin olmadığı, duyulmadığı bir yer işte....insanın huzuru için gereken tek yer bence..Ah mutluluklarım, sevinçlerim, kahkalarım her yerde varsınız hiç gitmeyiniz yüreğimden, yüreğimizden....

Minuçkam çok eğlendi hava çok ılıktı bununla beraber ılıkılık da rüzgar esiyordu örttük kızımın başını ki ben pipirikli anne.. olsun dedim temiz hava iyi gelir hep bahçedeydi... kahvaltıdan sonra bahçede türk kahvelerimizi içtik...Anneciğim benim yanında mutlu olduğum, kendimi bulduğum tek insansın sen...biliyorum ki seni benden daha iyi anlayan olamaz...biliyorum çünkü sana çok benziyorum annecim benim...

Beraber bahçeden pazı topladık taaazecikk, bende on minuş pazıları sarıp güveçte minuç dolmacıklar haline getirdim mis gibi yedik ohh çok şükür...

Ne diyebilirm ki insanın sevdikleriyle olması kadar güzel bir şey olamaz...bir de ertesi zamanların sancısı olmasa üzerimizde....
Teşşekür ederim Annecim, Babacım benim...fotoğraf makinemin pili bittiği için pozlayamadım sizi ama borcum olsun...

Bu hafta hedeflediğim üzere, hatta çok zaman koymuşum daha da erken bitirdiğim kitabım "fedailerin kalesi alamut" süper bir kitaptı..sanırım uzun süre etkisinden kurtulamayacağım ve üzerine çok konuşacağım bir kitap olacak...Yorumlarımı burdan yapmayı çok tercih etmiyorum...gelin konuşalım:)

Dün de bir browni yapmışım, valla anneme çaya gittik kapış kapış, kavga dövüş ne olduğunu anlamadan bitti:) e benim içimede o kadar çikolata koy bende kapış kapış giderim:) bundan sonra browniyse işte bu browni üzerine daha iyisi gelene kadar başkasını tanımam !

25 nisan Süreyya Operasında "Mutlu Prens" Müzikal çocuk oyununa bilet aldım...

Bu hafta sonu pazar günü ise Yıldız parkında kahvaltı, ardından da oyuncak müzesine gezimiz var:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...