29 Mart 2010 Pazartesi

Perşembe günü anneannemi ziyarete Ankara’ya gideceğim.
Canım anneannem küçücük bir çocukken hatırlarım ellerim üşümesin diye, benim ellerimi yumruk yaptırıp kendi ellerinin arasına alan anneanneciğim,
6 yaşında okula başlamak için yanıp tutuşan beni okula yazdırmak için ne uğraşlar veren anneannem benim,
Hatırlıyorum da aynı okulun farklı iki yolu vardı ilk yoldan gittik. Beni yaşımdan dolayı okula almamışlardı çok üzülmüştüm.. diğer yoldan gidince sanki başka okula varıyorduk da ben o yoldan bir daha aynı okula anneannemi götürdüm…
Ama yine üzülmüştüm…
Derken yine ben başka bir okulda 6 yaşımda okula başlamıştım.
İlk kırmızı kurdeleyi ben almıştım….
Daha da küçükken Ankara’da anneannemin yanında kalırdım ben…sabahları bana çiğ yumurta sarısı yedirirdi, çok zayıfım sürekli hastalanıyorum diye…
Ne acayip şuruplar yapardı bana, evde alıp saksıların dibine döktüğüm…
Beni camilere götürürdün minarelerine çıktığımız..dualar okurduk beraber huzurla…
Her Ankara ‘dan bizi ziyarete gelişinde beklerdim seni, bazen de getireceklerini canım anneannem… çünkü yokluktan biz 4 kardeşin istediklerine cevap veremezdi anneciğim, sen getirirdin teyzem getirirdi oyuncak bize…
Okul zamanımda balinler önlük istemiştim de yine imdadıma yetişmiştiniz…balinler önlüğüm olmuştu…

Gerçekten düşünülmeyen çok şeyi düşünerek bana bıraktıklarından dolayı kaybetmekten en çok korktuğum varlığımsın benim…
Kokunu asla unutamadığım, kucağında şefkatin en güzelini hissettiğimsin sen benim…

……

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...