27 Ekim 2010 Çarşamba

Bu kışı sevemedim gitti, en sevdiğim mevsimdir oysa ki...acaba şu sıralar mı sadece sevemiyorum bilmiyorum

Sürüne sürüne mutfağa gittim ama seviyorum el çabukluğumu bazen gözümde büyüttüm şeyleri böyle çabucacık yapıveririm ya pek severim kendimi o zaman...kendimi övmeyi sevmem ama ben kendimi övmezsem kim övecek beni:)iyi ki şeytana uyup uyumadım, bir kahve daha yaptım kendime şimdi. ayakta kalmam gerek bu akşam, küçük elmalı tartlarımı ve tuzlu kurabiyelerimi pişirdim. bu sefer ki kurabiyelerim tam tuttu. geçen gün yaptıklarım bisküvi gibi olmuştu. olsun yine de yeniyor doldurmuştum kavonoza aybars gelip gidip atıyor ağzına..yani demem o ki mutfağa girince bir mutlu oldum ki, çiğ hamur yemekten bir ara midem bulandı gerçi ama, şimdi akşama da yağmurla, benim kekimi yapıcaz gerisi yarına artık... çoğu gitti azı kaldı. yemeği de koydum ocağa pişiyor, karnıbahar yaptım ekşili böyle yağmur da çok seviyor nazar değmesin ama kızıma bebekliğinden bu yana her şeyi yiyiyor, sebzeyi seviyor itiraz etmiyor hımm bi yemediği patlıcan bak onu yemez oysa ki benimde en sevdiğim şeydir. herkes haz etmiyor işte patlıcandan...
Eminönünden çubuk tarçın almıştım doldurdum kavonoza bir de ıhlamur ama ıhlamurumun kavonozu dolu yeni kavanoz almam gerek, Yağmur bitki çaylarını da çok seviyor bu arada...neyse işte bazen ait hissedemezsin ya kendini bazı şeylere işte o aidiyet duygum yerine geldi birden mutfaktayken...
Bu hafta winx gelecek sinemalara, yağmurla gideriz diyorum cuma günü sinemaya çok seviyor ya winxleri...bir ara izlemedik ama gerçi, çok oldu ama bir gece uyuyoruz hepimiz, yağmurun odasından sesler geldi çığlık çığlığa bağırıyor ağlıyor. neredeyse korkudan felç olacaktım koşarak kalktım peşimden aybars yağmur o zaman daha 3 yaşında bile değil yatağında ayağa kalkmış köşede bir şeyler gösterip ağlıyor... o zaman anladım ki bazı çizgi filmler çok tehlikeli olabiliyor gerçi çok özenerek izletiyorum ama demek ki beni etkilemeyen bir şey yağmuru etkilemiş. daha dikkatli oldum ondan sonra yani kısaca yağmur o dönemde winxleri izliyordu sonradan bir süre izlemedik..bu filmi de gitmeden önce inceleyeceğim . bu ay fazla oldu gerçi etkinlik biz bir sinemaya gidiyoruz, bir de artık bütün çizgi filmler 3 boyutlu fiyatlar farklı eh mısır al sonrasında acıkıyor yemek ye derken işte ekstre bu gibi sebeplerden kabarıyor:) aman para nedir ki zaten harcamadıktan sonra ne anlamı var. ama hep üzülürüm böyle olunca nedense hep bir yanım eksik kalır ..yapamayanlar, yiyemeyenler, gidemeyenler için o yüzden hep bir şeyler yapmaya çalışırım gücüm yettiğince. "çocuk bu büyür" demekle olmuyor işte, sağlıklı gelişimini, eğitimini en ideal şartlarda sağlamadıktan sonra bence o çocuk büyümüyor işte eksik kalıyor her anlamda, kızıyorum böyle insanlara, çocuğun dilinden anlamadan konuşanlara, onun ruhuna girip onun gibi dünyaya bakamayanlara, nedir ki zaten bakıyorum yağmura hayatı zaten nelerden ibaret ki; en başta beslenmek, sağlık, oyun, sevgi, ilgi...bu işte ama bunu bir çocuğa zehir edersen sonra o da sana zehir eder hayatı, toplumuna, kendi kurduğu ailesine , dünyaya bakış açısına, fikirlerine, yaptığı işlere , her şeyine yansır. o yüzden bir çocuk çok şey demektir bence...yoksa enerjin yapmayacaksın...
Çok kötü şartlar ama yani cahillik diz boyu, cahillik okumakla da elde edilen bir şey değil nice okumuş geçirmiş insanların çocuklarına bakıyorum da hayatı sadece kendilerinden ibaret görüyorlar. yazık gerçekten çok üzülüyorum bir çocuk dünyaya getiriyorsan önce ona saygı duyacaksın, onun bir birey olduğunu kabul edeceksin..kimse istemedi o çocuğu senden başka çünkü, kendisi de istemedi. o yüzden mümkün olduğunca hayatı onun ellerine vereceksin...
Benimde eksikliklerim vardır elbet yok değil ama farkındayım yaptıklarımın ya da yapamadıklarımın. o yüzden her zaman kızım için yeni bir adım daha atmaya çalışıyorum hayatta....üzüntülerim, sıkıntılarım da oluyor ama yansıtmak istemiyorum ona çünkü o yaşamıyor benim gibi ve bunu daha anlayamaz o yüzden herkes hakettiği gibi yaşamalı...
Bir söz çok şey ifade eder insanlara o yüzden anlatmaktan çekinmeyeceksin, çünkü bazen çok büyük hataların arkasından dönerken o bir söz etkili olur insan yaşamında...
Mesela ben ilkokula gidiyordum çok iyi hatırlarım, elimde mandalina soyup eve doğru yürüyordum bu arada mandalina kabuklarını yere atıyordum. sonra bir teyze geldi beni uyardı ve ben o günden sonra samimi söylüyorum yere bir daha bir şey atmadım. bu çok ufak bir örnek konuya, şimdi birden aklıma geldi de yazdım..o yüzden bu kadar ufak bir şey için bile konuşmak en doğrusu yoksa durduramazsın cahilliği de kötülüğü de sevgisizliği de.
Neyse işte dilim dödüğünce çoğu cümleleri de sinirle yazdım buraya, ama geleceği daha çekilir hale getirmek için çocuklarımız için herkes üzerine düşeni yapmalı bence...
Bu arada yanda kitap okumalarımı ekledim, bu ay için bence az oldu ama bunalımlı halime veriyorum bu ay. kasımda hedefim 4 kitap, şiir kitabı zaten çok kısaydı tuvaletteyken bitirdim desem o kadar kısa oluşuna anlam verilebilir yani:) şimdi Charles Bukowskinin factotumunu okuyacağım bu ekmek arasında ki çocukluğunun devamı niteliğinde...
Aslında şu da var kasım da sınav var KPSS . çılgın KPSS :) ben ara versem de sınava çalışsam biraz ya ...neyse aralarda da test çözerim artık. inşallah...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...