11 Ekim 2010 Pazartesi

Yeşillikleri yıkarken içinden sümüklüböcek çıktı iyi ki kafası çıkmamıştı ortaya yoksa çöpe giderdi güzelim yeşillikler iğrenirim sürüngen hayvanlardan, yapışıklıklarından , ıslaklıklarından:(
Bir gün böyle yeni evliyim yemek yapıyorum oturduğumuz ev de bahçe katı ya camlar açık malum yaz sıcağı sanırım... içerde bişey pıt pıt dedim noluyo derken sırtıma kondu çekirge bir çığlık, kaçtım içeri kapattım o odanın kapısını hay Allah içeride de ocak ta yemek var? apartmandan doğalgazı kestim oturdum bekledim aybars gelsin de çıkarsın onu diye...
Yine böyle safranboludayız ölçü alıcaz eski çarşıda bir evde yine hava sıcak bi çeşme gördük dedik su içelim eğdim kafamı ay vızıldamamz mı arılar kulağımda gözümde burnumda kaçmıştı kulağıma kesin deli gibiydim çığlık çığlığa ordan oraya dönüp duruyorum o iki manyak arkadaşım da durmuşlar gülüyorlar bana...hiç unutmam onu da...
Bir de böyle acayip korkularım da vardır mesela alaturka tuvalette oturursun ya böyle beklersin işte artık kakanı yapacaksındır ya artık nerde saçma sapan şey var aklına gelir benim de aklıma şimdi o tuvaletin deliğinden bir fare çıkacak ve popomu ısırıp kaçacak geri diye korku salardı içimi...var ya hala korkarım ben böyle bundan ...
Sonra evdesindir ev de kalabalıktır ya da işte illaki 2 kişi vardır evde odadan odaya girer çıkarım ya ben böyle tam odanın kapısında çıkarken karşıma biri çıkar ya Allah ım sanki biri beni esir almış ta sanki yıllardır kapalıyım da kimseyi görmemişim de deli gibi çığlık atarım işte o kimse karşıma çıkan...ama babam olmasın karşımda ki korktuğuma pişman eder beni söylenip manyakmısın kızım diye sinirlenir.
30 yaşındayım bir sabah işe gidiyorum ama tabi bizim iş yeri şöyle düşün türkiye haritasına bak şimdi burası istanbul ya sen bartına gideceksin neredeyse öyle bişey şimdi öyle bi yere gitmek için insanlık dışı bir saatte çıkman gerek evden deli işi sanki gecenin bir yarısı evden çıkıyorum al işte deli bi kadın takıldı peşime ya var ya işter o korkuyu uzun süre atamadım ben üzerimden . sadece şeyi hatırlıyorum her gün yerleri süpüren görevlinin ben çığlık çığlığa arkama bakıp koşarken ki bana bakışını:)
Nereden nereye ya hey gidi sümüklüböcek ya bi de bu böcekler böyle yağmur yağar şakır şakır bizim banyonun küçük penceresinden bunlar kabuklarını bırakıp koca bir et yığını şeklinde:( içeri süzülüp fayansların üzerinde dururlar öylece:(ben de muhakkak gecede 5 sefer çişe kaltığım için bana hep rastlar sonbaharlarda bunlar çişimi bile yapamadan kalkarım aybars yetiş şeklinde uyuyan insanı uyandırıp onu çıkarttırırım ordan:(
ya bir gün Yağmur beni uyandırıp anne yetiş derse:((((((((
14.28
......................................................................................................................
Bugün ne? 11 ekim mi aradan 4 gün geçmiş yazmayalı...yazmak için bir nebze de olsa hal bulabiliyorum bu sabah kendimde...bedenin kendinde olsa ruhun kendinde değil bunun olmaması için kendinde sebebin olmasa sevdiklerinde sebeplerin var...ama gerek yok benim kendimde sebeplerim var zaten...
Hava çok güzel bugün ışıl ışıl kaç günlerdir canımı sıkıyordu hayatımda ilk kez kışı,bu kurşuni havaları sevmeme rağmen, bu sene kış gelsin, o karanlık havalar gelsin istemedim...yalnızlığı seçtim ya belki ondandır...kaç zaman oldu kimselerle görüşmüyorum, görüşme isteğim bile yok, sevmiyorum sanki onları istemiyorum konuşasım bile gelmiyor,
Bazen çaresizlik insanı çok kötü yanlışlara sürüklüyor şimdi yalnızım ama çaresiz değilim.
Hava Ey hava ne güzelsin bugün senin karanlık günlerini suçladığım zamanlarda beni affet suç senin değilmiş bugün anladım...mis gibisin ğaçların yapraklarının gölgeleri vuruyor pencerede tülün ardından bana, kışkırtıyor, belki çekiyor, belki de ama ıı ıh istemiyorum ben seni de istemiyorum ben istemiyorum hiç birinizi sadece kendimle kalmak istiyorum...:(
Kitabım güzel gidiyor, okuması keyifli ama üzülüyorum çok bu gerçekten bukowkskinin hayatından parçalar taşıyor ama istemedim öyle olsun konduramadım o yaşta bir çocuğa acıyı bu kadar...ben anne olduğum için olaya daha bir başka gözle bakıyorum ama bir çocupğun iç sesini böylesi duymak gerçeklere yönlendiriyor insanları yani gerçek gözlerle bakmayı gerektiriyor o çocuk aklına...ruh hastası ne çok insan var hayatta...
Birden Ay ışığını kesti
Bir de Sen çok değiştin
Yaşananlar hiç yaşanmamış gibi
Söylenenler hiç söylenmemiş gibi
Birde Sen karşıma geçtin
Başka biri var, biri var dedin
İnanamadım gittiğine,inanamadım gittiğine..
Ne sen baktın ardına ne benHep ayrı yollarda yürüdük
Sustu bu gece, karardı yine ay
Kaldı geriye cevapsız sorular
Uyandığında onu ilk kim görecek
Bıraktığım düşü kim büyütecek?
Her sabah kaybolup giden
Bir rüya gibi oldun artık gecelerimi bekleyen;
Gündüzlerimi zehir eden..
Ne sen baktın ardına ne ben
Hep ayrı yollarda yürüdük
Sustu bu gece, karardı yine ay
Kaldı geriye cevapsız sorular
Uyandığında onu ilk kim görecek
Bıraktığım düşü kim büyütecek?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...