25 Ekim 2010 Pazartesi

Koskoca haftasonu geçti güzel de geçti beni biraz olsun kendime getirdi, şimdi daha da iyiyim, cumartesi günü arkadaşım geldi bana "Duygu" aslında hiç bir zaman karakter olarak bir olamadık ama iyi niyetli, saklamayan, kendi özünde bir insan olması bir şekilde arkadaşlığımızı bu dereceye getirdi. Cumartesi günü bana gelmiş elinde bir çiçekle çok mutlu oldum, sağolsun, yağmur da evdeydi beraber oturduk, çaya geldiği için elimden geldiğinde bir şeyler haızrladım akşama kadar bendeydi güzel sohbetler ettik biraz da dedikodu:) Öyle şeyler anlattı ki "ağzım açık kaldı" deyimi gerçekten beni buldu. Dedim ki sadece filmlerde olmuyormuş bunlar ve sonra dedim ki ben çok iyi bir insanım:)neyse ebru da geldi akşamüstü çocuklara digitürkten bu sefer aldım "Oyuncak Hikayesini". Rifiyle Yağmur hatta Ebru oturup filmi izlerken biz aybarsla dışarı çıktık...Her zaman ki gibi en sevdiğim yer Beyoğluna gittik çok kalabalıktı yani oturup bişeyler içelim dedik hiç bir yerde yer yoktu her ne kadar asmalımescit in havasını sevsemde canım orda içmek istemedi birşey çok kalabalıktı,zaten oturacak yerde yoktu. Yeni türkü varmış jolly joker de ama saatini geçirmişiz. sonradan biletli gitmek istiyorum onlara...neyse oradan galata kulesinin oraya doğru gittik daha sakindi çok güzeldi hatta...ordaki restoranlardan birine oturduk sadece şarap içtik, peynir zeytin yedik, şarapta nefisti gerçekten...ama galata Kulesinin dibinde içmek ayrı bir keyif oldu tabi.sonra çıktık yürüdük derken 12 yi geçiyordu eve geldik kimse uyumamıştı:) bir de sipariş verdi yağmur hanımla, rifi meyve yemeden yatmazlarmış mandalina siparişi verdiler neyse aldık :) böyle güzel bir cumartesi geçti pazar günü de koltuk bakmaya maskoya gittik hep aynı tarz hiç değişmemiş. evimdekiler de aynı zaten neyse fikir edindik bu hafta bir iki yere daha bakıcaz bakalım halledicez hafta sonuna kadar heralde. Akşam maç vardı annemlerde köyden bize geldiler oturduk çay içtik sonra herkes gitti...yağmuru uyuttum, dedim kitap okuyayım biraz, sonra gecenin bir vakti canım tost çekti sucuklu tost, aybarsta "ye ye" dedi. niye dedim şişmanlarmışım işte:) doğru ya şişmanlamak gerek biraz biraz tombikleşicem artık daha güzelmişim tombikken:)ya da gençmiymişim acaba:)
Neyse bu arada

cumartesi günü kitaplarım da geldi, o yüzden geçen hafta bitiremediğim boyalı kuşa ağırlık verdim biran önce bitirmeliyim...
Şimdi yemek pişiyor, pişsin hazırlanıp çıkıcam. beşiktaşta bir işim var oradan da kabalcı ya gidip kitap okuyacağım.


Bu arada ben böyle yazarken yazım hatalarını kendimce görsemde çoğunu düzeltmiyorum maksat özü değilmi . neyse tam günlük yazısı oldu bu...bakim fırsatım olursa yazarım yine.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...