6 Kasım 2010 Cumartesi

Yine canım sıkkın bugün, keyfim yok, Yağmur evde, ne yapsak diye düşünüp duruyoruz, bugün vakıf toplantısı vardı ama bayramdan sonraki hafta gideceğimi söyledim arayıp, haber verecekler.
Hava da çok güzel ama dışarısı çok kalabalıktır şimdi dışarı da çıkasım yok ama Yağmur parka gitmek istiyor. Neyse bir kahve keyfi yapayım ben kahve içmedim ya bu sabah o yüzden keyfe gelemedim...Yağmura bir dolu park önerisi sunuyorum ama nedense hiç birini kabul etmiyor ısrarla sahilde ki parka gitmek istiyor, Ortaköy de hafta sonları hiç çekilmiyor...sabah sabah gelinlik giydi oyun oynuyor, odasına aldığımız oyuncak evle (çadır) çok oynuyor içine giriyor bir de evin çatısına fener asmış lambayı kapatıp feneri açıyor çok tatlı oluyor izlemek onu.
Ahh dün akşam pastayı yedik valla mükemmel olmuştu bana göre yani çok hafifti öncelikle, yendi gitti geriye az bir dilim kaldı....bir kere içerisinde neler olduğunu bilerek yemek güzeldi, yağ yoktu içinde bocalarcasına pastanedekiler gibi... işte çok incelikli bir iş, bakalım daha neler yapacağız.
Düne ait söyleyeceklerim ise; öğlen özgeyle nişantaşına gittik, yağmurun bayramlık kıyafetini aldım. tunamanın ordaki çay bahçesinde çay içtik, Galata Muhallebicisi diye bir yer vardı arkada bahçesi olan, oraya gidip oturduk ben menemen yedim...mağazaları dolaştıktan sonra yürüyerek beşiktaşa indik oradada biraz dolandıktan sonra kahve dünyasında birer kahve içip eve döndük...
Yağmuru aldım eve zor yetiştik, çok çişi vardı eve kadar tuttu, içeri girdik altına kaçırıverdi.
Yazma şeklim gelmemiş benim ayılmak için kahve içmeye gidiyorum sonrasında bayılmamak içinde sokaklara atacağım kendimi ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...