25 Şubat 2011 Cuma

Bir çocuğu karnında taşıyarak anne olunamayacağına inandım her zaman, ve ne zaman hamile kaldım ve onu kucağıma aldım o zaman anladım aradaki bu kocaman farkı...hiç bir şey değilmiş aslında karnında taşımak...aksine asıl dünyaya geldikten, onunla yaşamaya başladıktan sonra tattım annelik denen o karşılıksız sevgiyi ve varoluşu...Hiç bir zaman çocuğuma "saçımı süpürge ettim" diyebilecek bir anne olmadım ben...asla olamam da...Her anne çocuğunu sever diye düşünemiyorum bu kötü dünyada ne yazık ki...ne annelerin elinde ne çocuklar var çünkü...ve her anne fedakar değildir bunu da gördüm...ne yazık ki...şimdi bunları niye yazıyorum belki de bunları yazmanın en acı noktasındayım şu an da ondan...belki bu konuyu konuşacak ve beni anlayacak kimsem olmadığından, belki Yağmur'u şanslı bulduğumdan bilmiyorum ama Yağmur'u şanslı bulmam nedense benim acımı hafifletmiyor:(
Umarım bu hayatta herkes hakettiği yerde olur...ve umarım günahsız doğan bu çocukların hiç acıları olmaz...
Belki sen bunları okuduğunda bu cümlelerin arasında ne saklı diye düşüneceksin onu da zamanı geldiğinde anlatacağım sana...
Herkes yanlış yapar hayatta...belki de hiç onulmadık yaralar açar hem kendi hem de başkalarının hayatında... ama önemli olan bu hatanın ardından kendini görmektir bence, eğer sıralı bir sürü hata ardından hala kendini göremiyorsa insan bence yapılacak bir şey kalmamıştır...işte bende aynı bunu düşünüyorum son zamanlarda....artık yapılacak hiç bir şey yok senin adına...üzgünüm..hem de çok...
Güzel Allah'ım sakınsın seni kötülüklerden....
Uzun zamandır yazmıyorum yine ama bu konu beni yazmaya çekti bilmem neden yazıyorum bunca şeyi....gün olur belki "neden?" diye sorduğum soruların cevaplarını burada bulabiliyor olmaktır yazmamdaki en büyük sebep, ya da unuttuklarımızı anımsamak, belki gülmek belki ağlamak......

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...