28 Nisan 2011 Perşembe

Böyle benim ne zaman yazasım gelse işte o vakit yazmak için aslında zamansız kalıyorum ...Neyse kısaca yağmurun dünkü okul etkinliğinden bahsetmek istedim, yarına kalırsam düne ait bir çok ayrıntıyı biraz daha unutmuş olacağım çünkü...Yağmurum bir kere çok mutlu oldu beni okulda görmekten, yanında annesi olunca kendini diğer arkadaşlarından çok daha güçlü hissettiği belliydi, zaten okuldan ayrılışımız da zor oldu, öğretmenleri olmasa ağlayacaktı kucağımda ben giderken....onun bu hali, masumluğu, kendi içine daha çok dönüklüğü hep benim küçüklüğümü anımsatıyor bana, yazarken gözlerim doluyor, gerçekten bu içine dönük halimin sıkıntısını okul yaşamımda, arkadaşlarımla ilişkimde hep yaşadım, işte böyle içe dönük olunca hiç bir şeyi diğerleri gibi yaşayamıyorsun çünkü onlar gibi konuşamıyorsun, oynayamıyorsun hep çekingenlik hali seni bir yerde seni bir bakmışsın kendi kendine düşünür halde buluvervemene sebep oluyor, buna sebeplerden biri de sürekli izleyici olmak...zamanla aşıyorsun bunu aslında, bilmiyorum belki aşamayanda vardır, umarım yağmurum benden çok daha iyi durumlarda olur, her zaman yanında iyi kalpli, iyi düşünen insanlar olur...
Ben bu yazdıklarımı bile kimse okusun istemiyorum mesela, bu bile kendimi saklamak oluyor, nedenine gelince aslında kimsenin beni, benim gibi anlayacağını düşünmememden kaynaklanıyor, çünkü bazen en yakınındaki insanın bile size ne kadar uzak olduğunu görürsünüz ya işte tek bu kırıklık bile bir çok insana kırık olmanıza neden olabiliyor, neyse zaten kimse için yazmıyorum ya sadece senin için yazıyorum ben...:)
Biliyormusun ben düşünüyorum da sadece benim sevgim bile bize yeter gibime geliyor:)ama öyle değil, değil mi? bir gün sende başka sevgiler arayacaksın, annen yine bambaşka olacak ama sarıldığın bir insanın, işte o "aşk" dedikleri şeyi bulabileceğin bir varlığın olsun isteyeceksin, ekmek gibi su gibi isteyeceksin, kimse sana yetmeyecek onun yettiği gibi...
Umarım bir gün her zaman iyi gününde ve kötü gününde senin sırtını sıvazlayan, ağladığında başını omzuna rahatça koyabilip, seni yürekten anladığına inandığın o insan hep senin yanında olur ve seni hiç bir zaman bırakmaz...


Neyse...:)
Bu arada saksı çileğimizden bir tane pıtlamış:) çok sevindim



Okul etkinliğimize gelince, aslında en başta bunu anlatacaktım, ama söz dolaştı gitti başka yerlere, benden çok fotoğraflar anlatır aslında ya bende kısaca anlatacaksak olursam hamur hazırladık bu hamurları her çocuk kendi tart kalıplarına yerleştirdiler, sonrasında pişmesini beklerken çocuklara 2 kitap okudum, piştikten sonra kalıplardan çıkardık ve içlerini isteyen mis gibi krema, isteyen nutella, isteyen hem krema hem nutella doldurup yine istedikleri meyvelerle süsleyip afiyetle yediler:)



Mutfak atolyesinden görüntüler...





Bunlar kızımın tartları, ne güzel süslemiş sadece çilekle:)
Canım kahve çekti...

Ezgi, Yağmur ve Christina


Komik şeyler:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...