14 Nisan 2011 Perşembe




Her dinlediğimde kalbim çarpar bu şarkıyı, böyle nedensiz bir heyecan kaplar içimi...sevinsem mi-üzülsem mi, ağlasam mı- gülsem mi gibi bir karışımın içine giriyorum...


Bugün lodos var galiba savrulup duruyor otlar, ağaçlar.. açtım perdeyi, bu bilgisayarın tam pencere yanında oluyor olması hoşuma gidiyor, camın önünde tatlı kırmızı sardunyalarım var, bakamadım onlara son zamanlarda.. kışın gelişiyle birlikte üşüyorlar, içeri almıyorum onları bana da kızıyorlar herhalde, ama inatçılar işte "sen bize bakmasan da biz yeniden açarız" dercesine her yeni gün yeni tomurcuklarıyla bana baş kaldırıyorlar sanki...


Ne çok kırık dökük ev var bu sokakta ..ben de nedense o evlere merak sarıyorum, içinde ne hayatlar yaşanıyor diye, çocukları üşür mü acaba? ne hayalleri vardır da sacede hayal olarak kalacaktır gibi...yağmursa korkuyor bu kırık dökük ahşap evlerden her yanlarından geçişimizde bakar, sorar bana neden bu evler böyle diye...çok hafızasında yer etmiş olmalı ki her seferinde açıklama bekler benden, anlatırımda her seferinde..korktuğunu söyler , rüyama giriyor bu evler diyor...geçenlerde de kucağında çocukla bir kadın dileniyordu, ona para verdi yağmur, çok sordu yine neden yerde oturuyorlar?evleri yok mu?evleri yanmış mı?yemekleri yok mu?...anlattım olabildiğince, yardım etmeyi öğrensin diye..nasılsa büyüdüğünde bu varoluş adaleti üzerine kendine ait fikirleri oluşacak..ama benim asıl yapmak istediğim her zaman yalnız insanlara, muhtaç ve yoksul insanlara karşı merhametli olmasını istiyorum, şu hayatta sadece bizim olmadığımızı bilmesini istiyorum...


Gün geçtikçe yağmur daha da değişiyor, çoğu huyunu babasından alırken hiç benzemesini istemediğim yönlerde de bana benzediğini görüyorum...benim gibi ağlak bişey olması gerekmiyor bence, bak camın önünde kedi geziyor bakınıyor bir oyana bir bu yana...nedir ki acaba düşündüğü? ...sadece karın doyurmak...kedi sadece bir kedidir..insan gibi kendini ordan oraya sürükleyebilecek bir varlık değil...oysa biz iyiye de, kötüye de o kadar yakınız ki ve her an her şeyi seçebiliriz, her an katilde olabiliriz mesela...

neyse kediyi gördüm konu dağıldı..


Yağmur...geçenlerde yağmurun bebekliğinden bu yana olan fotoğraflardan bi yirmi tanesini alıp müzikle birleştirip bişey hazırladım okuldan gelince izleteyim dedim de gözünden yaşlar pıt pıt dökülmeye başladı dedim ki işte annesinin kızı....üzüldüm de bir yandan...bir yandan da olsun böyle hisli olması hissiz olmasından çok daha iyi diye düşünüyorum...hayatı anlamak için bir yol, hayatta daha iyi ilerleyebilmek, kadir kıymet bilmek için en güzel şeydir ağlamak bence...yine de insan sevdiklerine gözyaşını konduramıyor işte...hele ki bu onun yavrusu olursa...

Basiretin mi bağlandı derler ya benimde eve karşı basiretim bağlandı bu aralar, bi yere çıktığım yok, çıkasım da yok işin doğrusu, iyi böyle işte ne yapıcam diyorum dışarda yalnız başıma ..hava da böyleyken...bak yağmurda başlamış, ne hoş görünüyor dışarısı, hafif bi ışık vuruyor tam parmaklarımın üzerine...bahar yağmurları...üşütmez kimseyi, daha yeni hastalık hallerinden çıkmasam çıkar yürürdüm biraz aslında...basiretim açılırdı :)


Yağmur bugün sinemaya gitti ne kadar güzel günler geçiriyor, bir gün sinema, bir gün sergi, bir gün sanat etkinliği ..kıskanmamak elde değil...


Hava açarsa anneanneye gidicez bugün yağmuru erken alıcam, insan kalabalığı cevahire gideceğiz, cumartesi rifinin doğumgünü var hediye bakıcaz...şimdilik böyle...


Dün gece kötü bir rüya gördüm...yağmuru bizim çağlayanda ki eski eve bırakmışım, yalnız gibi belki şafak ta var evde bilmiyorum..ben çıkmışım başka bir yerdeyim birden deprem oluyor çok sallanıyor, ama çok sert, yağmur aklıma geliyor, yalnız diyorum ne yapar?çok korkmuştur tutunmuşmudur bir yere acaba diyorum...çok korktum...









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...