29 Eylül 2011 Perşembe

Bugün üzerimde bir durgunluk var, yine kendi kendime alıp veremediklerimden olsa gerek...Her şey gerçekten yolunda mı bilmiyorum, yarın dr. kontrolumuz var, detaylı ultrason için başka bir dr. a gideceğiz, belki de onun sıkıntısı var üzerimde...Geçen ay normal kontrolume gittiğimde dr. bebeğimin sol beyin lobunda damar toplanması olduğunu söyledi :( sonra endişelenmeyin, bir iki haftaya kadar geçer dedi, kafanıza takmayın dedi, çoğu gebeliklerde rastlanan bir durummuş onun anlattığına göre...madem öyle neden söylüyor ki bunu, sanki ben ultrasonda her karartıya o ne diye bakan bir insanmışım gibi...neden açıklama yapıyor ki...
Bazen de diyorum ki anlaşmamı bu? yani beni hocasına gönderecek, hocası muayeneden para kazanacak, içime kurt düşürmek maksat...Oysa o benim içime kurt düşürmese de ben gidecektim:(
Bazen de geçekten geçti mi her şey diye düşünüyorum, yoksa sorun mu var diyorum, üzülüyorum çok üzülüyorum, tuhaf bir şey işte içinde bir canlıya bakmak, onu istemediğin şeyleri bile zorla yiyerek beslemek, o rahat yatsın diye her türlü konfordan uzak uyumak, sonra korkmak işte her türlü duygudan, yaptıklarından, yapacaklarından...peşini bırakmayan tüm bu sersem duygularından...sanki üzerine yapışıp kalmış gibi her şey...
Bilmiyorum ama dua ederek sığınmaktan başka hiç bir çarem yok işte...beklemek, akşamın saat beşini bilmem sabahın saat sekizini....sonra yaşadıklarına bakmak , bak yaşadık bugünü de hayırlısıyla demek...Bazen tüm umudunla her şeye yeniden başlamak, tüm korkularının üzerine giderken işte birden de tüm gücünün yittiğini hissetmek...
Soruyorum kendime neden yazıyorum diye, belki de yazdıklarımdan hiç bir şey çıkmıyor...belki de yağmurun hiç haberi olmayacak yazdıklarımdan, belki okumayacak, belki okuyup kafasını sallayacak anlamsız anlamsız ne demek istemiş diyecek belki çoğu cümlede...belki de annem kendine bile anlatamamış kendisine diyecek...tüm bu olasılıkları bile düşündüğümde aslında yazmanın kendimi rahatlattığına inandığım için yazıyorum, beni anlamaya çalıştığını düşündüğüm sessiz sayfalara dolduruyorum kelimelerimi, aslında sadece yağmurun bende bıraktıklarını yazmayı düşünürken ilk yazmaya başlarken, amacından sapıp çoğu zaman kendimde kalanları yazmaya başlamış gibi buluyorum kendimi...
Belki de saçmalayarak yazmaktır tüm yaptığım...
Olsun bizlerde yaşayan masal kahramanlarıyız işte, ister saçma ister düzgün...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...