8 Eylül 2011 Perşembe

Ne zaman elimi atsam sana doğru, avucumun içinde duyuyorum her hareketini,
Geceleri sevmezken yüz üstü yatmayı, yüzüstü yatıp gecenin her bir yarısında seni duymak için uyanıyorum...
Avucuma dokunduğun her an nefes alış verişim değişiyor, uzatıyorsun şu yaşadığım ömrü sanki...
Ağlamak geliyor içimden her seferinde, ne kadar şanslı olduğumu düşünüyorum hep, hani derler ya bu bir mucize diye ben hiç bir şey diyemiyorum, söyleyeceğim cümlelerin hepsi senin bana yaşattığın bu heyecanın yanında hiç kalıyor...
Bekliyorum....sabırla... seni kucağıma alacağım günü, sen ağladıkça bağrıma basacağım günü,
Uyan istiyorum geceleri, uyandır anneni, doyur karnını o minicik ağzınla ve kendinle savaşarak, Takmayacağım o eldivenleri hiç bir zaman minik ellerine, hapsetmeyeceğim seni duygudan yoksun hiç bir şeye...
Dokun, dokun ki tanı şimdiden kendini, yaşamını...
Pembe tulumlar alacağım sana minik ayaklarının içinde kaybolduğu...
Sonra sen kucağımda yağmurum dizimin dibinde...
Hayat benim hayatımsa eğer, işte bu hayatın en mutlu annesi olacağım....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...