28 Aralık 2011 Çarşamba

22 gün sonra...

Hal-i ruhaniyetim nedir diye sorma, bin bir türlü duyguyu beynimde ayrıştırma çabası içerisindeyim, kendimi bazen kendimden başkasına dökemiyorum, bir an önce geçsin bitsin istiyorum bu 22 gün...

Artık bitti sokak çarşı işlerim, düşünüyorum da yağmurda bu kadar hareketli değildim, ortaya çıkanlara bakılınca aslında yağmurda ki hazırlık daha üst seviyedeydi ama benden çok annem yardımcı olmuştu, şimdi çalışmıyor olmamın verdiği rahatlıkla anneminde çalışıyor olmasının verdiği sıkıntıyla çoğu işi kendi başıma hallettim sayılır, şimdi evde ki hazırlıklarım başlayacak, inşallah yılbaşı sonrası evle ilgileneceğim, insan özeniyor her şeye, her şey iyi güzel olsun istiyorum...hastaneyle ilgili çoğu şeyi ayarladık, odamızı seçtik, fotoğrafçımızı çoktan ayarladım, istedim ki hepimizin olduğu fotoğraflarımız olsun en güzellerinden, yağmurumun, bebeğimin, annelerinin babalarının olduğu kocaman fotoğraflarımız olsun...

Evde hayaller, heyecanlar en üst seviyede...

Yağmurcuğumu yılbaşı heyecanı sardı, kimi sarmaz ki alışmışsa yeni bir yılda yeni bir hediye alacaksa eğer:) rifi ve yağmur başta heyecan yaşayıp bekleyenlerden, yağmur her ne kadar hediyeye ya da ona alınan çoğu şeye doymuş ta olsa bekliyor yine de, ama geçen sabahta bana dedi ki ne alsam diye sesli sesli düşünürken..."kolye olabilir, bilezik olabilir, kıyafet olabilir..ama hiç bir şey almasan da olur anne" o kadar duygulandım ki, yani küsmüyor, alınmıyordu bana daha ne olsun, sonra yine pazartesi akşamı babasıyla geldiler eve , kapıda bana bir iyi bir de kötü sürprizi olduğunu söyledi, kötü olan ona yaptığım bir tacın kırılmasıymış, bende "olsun önemli değil üzülme" dedim "ama sen yapmıştın bana bunu anne" dedi...yine çok duygulandım, yani kıymet bilmesi, değer vermesi, farkında olması beni çok mutlu etti...

Yağmur her yeni gün benim dünyamda keşfim...

Dün akşam babası ona "senin dilin çok uzadı bu aralar" dediği zaman uzattı dilini bakıyor nasıl uzamış diye:) çok güldürüyor bizi....
Artık TV açmıyoruz yağmur uyuyana kadar, yani önemli bir durum yoksa eğer, bu arada da beraber vakit geçiriyoruz, pazartesi akşamı da onlardan biriydi, Yağmur öğretmen oldu bizde yaramaz öğrencileri.. biz gülmekten oynayabildik mi bilmiyorum ama çok eğlendik hepimiz...

Ne gerek var televizyona dünyanın en hakiki gülmecesini yaşarken kızımızla...

Bebeğim uyuyor şu anda, annesi de sürekli acıkıp bir şeyler yeme peşinde, şu aldığım 14 kilo ile tamamlasam ya kalan 22 günü de:)

1 yorum:

  1. canım benim bitanecik canikom, ne hassas ne duygulu ne güzel kalplisin sen.içim coşuyor seninle ilgili şeyleri dinlerken okurken.seni o kadar kocaman seviyorumki canikom anlatmaya ömrüm yetmez. koca gözlerinden hiç yaş damlamasın, eğer damlarsa da mutluluktan olsun inşallah.

    YanıtlaSil

  Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...