23 Aralık 2011 Cuma

27 gün sonra...

Evet kaldı 27 günümüz...
Bu evde 4 kişi olmaya kalan gün...
Aslında çoktandır bir küçük kalp çarpıntısıyla 4 kişi olduk bile, ama artık sesiyle, dokunuşlarıyla, bakışlarıyla hepimizin hayatını değiştirecek minik bir yavrumuz oluyor...
Adını koyduk, aslında çoktandır bir isim arayışı içerisindeyiz, nedense ben hangi ismi bulsam eh kalabalık aile olunca her ağızdan bir ses çıkar oldu, sonunda ben dayanamadım, babası koydu adını kızımızın, yine yağmurda olduğu gibi bizim için anlam taşıyan bir isim oldu, benim için alışması biraz zaman aldı, ama işte insanın yüreğindeki gözlerin ufkunu değiştirince birden soluksuz kalıveriyor insan, bu da öyle bir şeydi benim için...

Geriye sayımlara bu şekilde devam edeceğim...doğum zamanı yaklaştıkça aslında benim korkularım da azaldı, heyecanım başladı...

Yağmur melek hanımın bugün cuması, dün akşam yatarken planı hazırdı bile" yarın geç yatabileceğim" :)

Dün bana anlatmaya başladı" hani böyle içine resimleri koyuyorsun, minik bir şey, sonra bilgisayara takıyorsun, oradan resimlerini görüyorsun bizde var mı anne ondan?" "evet var ondan, adı usp." dedik ve bebekliğinden başlayıp biraz fotoğraf attık içine birde şarkı ekleyip üzerine, götürdü okuluna bugün, arkadaşlarına gösterecekmiş...
Bugün ayrıca yerli malı haftası kutlaması yapıyorlar, meyve götürdü okula, ama dün akşam okuldan almaya gittiğimde yağmuru bir türlü ikna edemedim, neden mi? "Türkiye'de yetişen bir meyve olmalı" diyor, "tamam çok güzel portakalımız, mandalinamız var" diyorum, "Antalya gibi buradan daha sıcak yerlerde yetişir" diyorum, ama gel gör ki yağmur Antalyayı bizim ülkeden saymıyor, e nereden olacak o zaman dedim bir kaç tekrardan sonra "Ortaköyde yetişen meyve yok mu" diyor bana...haydaaa, "bak dedim etrafına var mı sence portakal ağacı?bu meyveler burada yetişmiyor" dedim, tekrar başa döndüm, "Türkiye'nin bölgeleri var dedim, her bölgede başka başka şeyler yetişir dedim, bizim ülkemizde portakal yetişir dedim sonra turistler çok beğenirler hatta biz onlara kamyonlarla kasalarca, onların ülkelerine göndeririz bu meyveyi dedim...
Okurken bile daral geliyor bunları, ki anlatırken halim ne fena....ama sabırla anlattık akşam babası da gelince...sonunda ikna oldu...Portakal ülkemizde yetişir...
Bazen gereğinden fazla açıklama yapmaya başlıyorum ya yağmura, kafası karışıveriyor sırf benim yüzümden...

Hımm dün bir şeyler okuyorken kendi kitabında "abur çocuk" demez mi? o küçücük ağzından çıkan o "abur" kelimesi bir şekerdi ki anlatamam...

Yarına sanki gökten inmişcesine misafirim gelecek...takıldım mutfağa yine...

1 yorum:

  1. ayy beni deli etmeyemi çalışıyosun , madem isim belirlediniz ne diye söylemiyosun.hemen şimdi arıyorum .. haa bide abur ne demek yağmurca ? abur çocuk ? acabaoburmu demek istiyo anlamadım.

    YanıtlaSil

  Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...