22 Aralık 2011 Perşembe

Çok yazasım gelmiyor bu aralar, zorlayarak kendimi yazıyorum, işte öyle bir şey...

Yağmurumla günler dolu dolu geçmeye devam ediyor, okulda yaşadığı dertleri, evde bize yaşattığı mutluluklar...dert demişken yağmurun derdi ne olabilir ki aslında değil mi? ama bir akşam okuldan çıktık böyle bana dedi ki " anne çok büyük bir sorunum var, ne yapacağım bilmiyorum" diyerek üzüntüsünü dile getirdi, meğerse kızımla evlenmek isteyen 3 çocuk varmış okulda, kime ne diyeceğini şaşırmış, birine evet dese öbürleri küsermiş, çok düşündü o gün akşam, bize resimlerini gösterdi, biri varmış o gaz çıkarıyormuş ağzından, o olmazmış zaten, biri de pek küçükmüş, neyse birini seçmiş sonunda, derdi bitmiş görünüyordu...

Sonraaaa çok anlayışlı bir kızım var, düşünceli...geçen akşam banyo yaptırdım yüzüne de bebeğimiz için aldığımız kremlerden sürdük bebek odasına gidip, söylendi neden o kremlerden sürüyormuşuz ki, bitermiş, onlar kardeşinin kremleriymiş, o kendi kremini sürermiş...ahh dedim yağmur ona "Sen çok düşünceli birisin kardeşin senin gibi bir ablası olacağı için çok şanslı biliyor musun" dedim...gerçekten bunu hissediyorum ama geçen süreci çok rahat geçirdik, yağmurun kafasına takmayacağı şeyleri ben düşündüm hep, şimdi de doğum zamanıyla ilgili endişelerim var, kendim doğru diye düşündüğüm şeylerin yanlış olmasından korkuyorum, bu yüzden okula gidip pedagogla konuşacağım haftaya...

Minik kızım ise 2260 gr. olmuş, çok büyük değil çok minikte değil , daha 4 haftası var bebeğimin, biraz daha büyüyecek, aslında düşününce normal, yağmur 41+3 te dünyaya geldiğinde 55 cm boyu, 3940 gr kilosu vardı, aralarında anne karnında geçirdikleri süre açısından 3 hafta fark olacak, doğal olarak küçük bebeğimiz daha minik gelecek annesinin kucağına...şimdilik keyfi yerinde, biraz suratsız göründü gözüme bu sefer ama, oynamaya devam ediyor içimde, sürekli göbeğim açık bir şekilde dolanıyorum zaten evin içinde, elim sürekli karnımda, mesela böyle dayanıyor karnımın içinde bir yere elimi bir koyuyorum üzerine kayıp ileriye doğru gidiyor, ben de çok seviyorum bu oyunu:)böyle cevizden daha küçük bir şey düşüneceksin içinde arada bir artık orası ayakları ya da ellerinin bir bölümü olabilir diye düşünüyorum, çünkü herhalde ancak o kadar hızlı oralarını oynatabilir bilmiyorum ki, işte tam derinin altında oynasın dursun, bilmem hayal etmesi zor bence, ama çok mutlu eden bir şey beni...tam bir bilinmezlik işte bu dünya da, geçirdiğin 9 ay boyunca içinde bir şeyler olduğunu sadece hissedebiliyorsun, birazda ürkütücü, zaten anladım ki 2. bir çocuğa sahip olmak çok daha ürkütücüymüş, yağmurda kendimi bu kadar aptallık, delilik artık ne dersen adına, evham, içinde bulmamıştım, o yüzden bana yeter, ben çocuğumun yüzüne bakarken ağlayan bir insanım, onun minicik bedeninin hayata karşı tutunmasını, izlerken bile sanki yaşlanıyorum...
İnsan çok korkuyor ya da ben mi çok korkuyorum bilemiyorum ama bazen o içinde büyüttüğün sevginin sana yarattıklarından korkuyorsun...

İşte böyle geçen günler...

Bana gelince, sipsivri bir göbek, 57 kilonun üzerine alınmış bir 13 kilo, doğumdan sonra kalacak bir göbek üzerine düşünüyorum kendimi, ama hırslı ve azimliyim, haftanın 3 günü spora gideceğim, hatta 4 te olabilir, anlaşmayı yaptım aybarsla, akşamları kaçıyorum evden, yine eskisi gibi olurum, korkmuyorum...keşke hamileliğimde de yapabilseydim sıkça spor ama haftada bir anca gidebildim o da yüzme ve yürüyüş sadece, ne bilim tembellik çöktü, insanoğlu varolduğu şeylerin kıymetini bilmemekte üstüne yoktur işte....Neyse sağlık olsun, her şeyin başı sağlık gerçekten...bugünlerde geri gelmiyor o yüzden yemeye devam:)


2 yorum:

  1. ah benim dertli canikomm...derdini severim ben onun. demek elemeyi yaptı kiminle evleneceğine karar verdi.ama eminim ince eleyip sık dokumuştur benim akıllı bıdığım. ee artık damat adayımızın bi fotosunu koyarsın. bizde görmüş oluruz.

    YanıtlaSil
  2. Aman sorma, 3 yaşındayken de bir baler'imiz vardı, şimdi oldu yankı'mız...ama anlatışını görmeliydin sanki dünyanın en büyük derdini taşıyordu yavrum...eh kolay değil 3 sevgilinin peşinde dolaşması:)

    YanıtlaSil

  Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...