17 Ocak 2012 Salı

Kızımla...

Yağmurumla kardeşine kurabiyeler hazırladık, arada mırın kırınlar yaptı, "acaba ona yapılmış mı bunlardan?"gibi...annesi o zamanlar bunları keşfetmemişti ama şimdi doğum günlerinde yapıyor minişine de, bu sene de inşallah en güzellerini yapacağım kızıma:)
Kaç gündür evdeydi yağmur kaç gün? 5 gündür, çok yüksek ateşli bir enfeksiyon geçirdi çünkü, rengi soldu bir şey yiyemez oldu canım benim 4 gece yan yana yattık, 5. gece odasına yatırırken artık tuhafıma gitti, o kadar alışmışım ki o kadar huzurlu uyurmuşum ki meğer onunla...yanımda uyumasının en güzel yanı üstü açılınca hemen örtebilmek yoksa ben uyuyorum o uyuyor ben uyanıp bir gidiyorum odasına büzülmüş yatıyor işte o zaman çok üzülüyorum, neyse ki bir tulum aldık üzeri açılsa da en azından çok üşümez diye düşünüp biraz rahat ediyorum...yanımda yatmasının bana kötü tarafı da beni de hasta etmiş olması bir parça...9 ay boyunca dayandım da bir kaç gün kırıklık yaşadım ya çok korktum bir şey olur da doğuramam diye...Aslında bazen doğurmasam da diyorum yani kalsın işte yok mu başka çıkış yolu?
Evet yolu yok ben perşembe günü inşallah bir aksilik çıkmazsa bebeğimize kavuşacağım, biliyorum rahatsız edeceğim minik kızımı, 9 ay boyunca rahat rahat oynayıp uyuyordu kızım, birden başka, bambaşka ellere doğmuş olacak, etrafında bir sürü ışık, bir sürü göz, bir sürü kucaklayan insan?...
Doğum olayının her yolu bir travma bence, normali de, sezeryanı da, normalin adı normal kendisi bağır çağır anormal! sezeryan desen o başta ki bağırmaları doğumdan sonraki inlemelerin takip eder...ve sen ne çocuğunu rahat alabilirsin kucağına, ne emzirebilirsin normal normal, bir de üzerine gazın olur, ağrın olur..tüm bunların üzerine aslında hiç olmaması gereken şey büyüklerinin "ayağa kalk, yürü ki atabilesin üzerinden sancıyı!" demeleri ...sen de bilirsin oysa ki ufacık aklın olsa bile bilirsin ayağa kalkıp her şeyden önce yavrunu emzirebilmek adına ayakta durmayı ama anlatamazsın o sancılı halinde kimseye kendini...
Dedim ya başlı başına anormal bir şey zaten, doğumu geç bir hücreyken bir insana dönüşüyor olması bile, içinde daha şekli şemali yokken yavrunun, bir kalbin atması da...Bir mucize, doğanın en büyük olayı ve bunu yaşayabiliyor olmak benim hayatımın anlamı....
İşte bu yüzden şükürler olsun Allah'ıma bana bu mutluluğu ikinci kez yaşattığı için...
Sağlıkla inşallah yavrumu kucağıma alma şansını, mutluluğunu bir kez daha yaşatır inşallah Allah'ım...



İstanbul'a kar yağınca az biraz, biz hiç kar görmemişiz gibi atarız kendimizi sokaklara, dün akşamüstünde ki gibi...dedim bir daha yağar yağmaz kalk yağmur, o kadar kurabiyeyi ortada bırakıp hastalıklarımıza rağmen 10 dk çıktık sokaklara, yağmurun keyfi görülmeye değerdi, seneye inşallah karların içinde yuvarlanabileceği yerlere götüreceğim kızımı, pardon kızlarımı:)

Posted by Picasa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...