27 Nisan 2012 Cuma

sabah yayını...

Dün gece kötü bir rüya gördüm, gördüğüm rüyaların şöyle bir dili olsa da onlar anlatabilseler kendilerini, yine saçma sapan ama beni korkutan rüyalar...ben bağırırken uykumda aybars uyandırdı, çok korktum, uyku girmedi bir saat gözüme, o sırada düşündüm bu rüyalarımın sebebini..."Dervişin fikri neyse zikri de o olur" derler ya hayatta kendime yaptığım en büyük haksızlık bu olsa gerek, sürekli bütün yanlışların, bütün kötülüklerin sanki bizi bulacağı gibi korkuyor olmam...ben tam bir panik atak olmasam da bence ilerlersem panik atak olacağım bu gidişle...sanıyorum ki hayatta insanoğlunun başına gelen ne varsa sanki benim üzerimde, bizim üzerimiz de toplanacak, o yüzden haber izlemekten nefret ediyorum, gazete okumaktan nefret ediyorum  artık...son zamanlarda gazetelerin sadece eklerini okuduğumu farkettim, ben hadi dünyadan haberim olsun derken dünyayı üzerime çullandırıyorum da haberim yok...
Neyse derken o saatlerde aylin uyandı, açtı gözlerini, kaka yaptı sabahın 4 ünde, aldım yatağından altını değiştirdik, ne kadar gözlerini açsa da benden ses beklediyse de onu yanıtlamadım.. derken kırpış kırpış uyuyakaldı tekrar yatağında...Öyle kalkınca yağmurun da odasına girdim baktım yorganı tepesine kadar çekmiş uyuyor güzel kızım, öptüm, saçlarını attım geriye doğru ve tekrar düşüncelere dalmak üzere yattım...Birden geçmişte kalan günlerimden birkaçını özledim, hani herkesin belli dönemleri olur ya hayatında, çok özler durursun tekrar tekrar geriye dönmeyi çok istersin ya.... ama çoktan tüketmişsindir zamanı artık sadece anımsamakla kalırsın yüzünde bir gülücükle...işte öyle zamanlarıma döndüm, tıpkı fotoğraflarda ki gibi geçmişinle bugününe bakarken ne kadar da eskidiğini görürsün ya işte öyle eskimişti o zamanlarda...şimdi dedim aylini emzirmiyor olsam çıkardım camın kenarına bu güzel esintili bahar gecesinde yapardım kendime güzel bir kahve, alırdım elime ince, zarif kent slim sigaramı sırf keyfim olsun diye tüttürürdüm dedim , pencerelerin ardından alınıp, verilen soluklarda neler gizli diye düşünürken...Yapamadım işte o an'ı özledim mesela, mesela bilgisayarımın pencere kenarında oluşunu her sabah uyandığımda camımın önünde ki sardunyama bakarken iç geçirişimi özledim, alıp başımı gidişimi özledim...ama hayat çok hızlı geçiyor, bakıyorum 6 yıl olmuş yağmurumu dünyaya getireli, büyüdü kocaman oldu kızım artık fikirlerimiz bile çatışır oldu kimi küçük konularda, artık onun oyun arkadaşı olamayacağım, büyüyor çünkü kızım, ben onun artık sadece en iyi arkadaşı olacağım, bilmem işte o küçücük halinde ki günlerine dönmeyi özledim ...Bunun gibi daha bir çok şey arasında kaldım durdum ezan sesine kadar...sonra uyumuşum yine garip saçma rüyalarımla başbaşa....

2 yorum:

  1. "insan ne yaparsa kendine, yine kendi kendine " pelinim senin benim ve ablamın bitmeyen kabuslarımız. bunlarla baş etmek çok zor gerçekten. olmadık zamanda olmadık saçmalıklar görüp gerçekmiş gibi korkmak üzülmek maalesef insanı yıpratıyo. aklına bi şeyler takıldığında huzursuz olduğunda, kendi kendine "biz iyiyiz bize kötü bi şey olmayacak, herzaman iyi olcağız" demeyi dene. yada buna benzer iyi temenileri kendine tekrarla.. gerekirse yüksek sesle. bende işe yarıyor. endişe krizine girecek gibi olduğumda sürekli böyle şeyler söylüyorum. bi süre sonra kendi söylediğime kendim inanıyor gibi oluyorum. kısa sürelide olsa krizi atlatıyorum. cipsi öldüğünde çok fena olmuştum. o vakit psikolog öğretmişti bana.tabii çok detayları var ama iyi şeyleri söylemek, duymak insana kendini iyi hissettiriyor. kısacası evrene doğru mesajları iletmek filan. insanın aklına gelen başına gelir derlerya. bu laf beni çok ürkütür. o nedenle aklıma fena bi duygu düşünce gelir gelmez başlıyorum güzel şeyler düşünmeye. en azından kötü olasılıkları kafamdan atmak için çaba sarfediyorum. allah kimseyi bu endişe nöbetiyle sınamasın. seni çok seviyorum.
    ya pelin biz hakketten klinik vakayız sanırım.

    YanıtlaSil
  2. :( sorma neyse ki yalnız olmadığımı bilmekte güzel, deneyeceğim, off çok sıkıntılı oluyor gerçekten, ne sorunluyuz yaaaa :( yağmur başımda bekliyor, fazla yazamıyorum:)

    YanıtlaSil

  Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...