Ateş bir gün suyu görmüş yüce dağların ardında sevdalanmış onun deli dalgalarına.
Hırçın hırçın kayalara vuruşuna yüreğindeki duruluğa...
demiş ki suya ; Gel sevdalım ol hayatıma anlam veren mucizem ol...
Su dayanamamış ateşin gözlerindeki sıcaklığa al demiş ;
Yüreğim sana armağan...
Sarılmış ateşle su birbirlerine sıkıca kopmamacasına...
Zamanla su buhar olmaya ateş kül olmaya başlamış.
Ya kendisi yok olacakmış ya aşkı
Baştan alınlarına yazılmış olan kaderi de yüreğindeki kederi de alıp gitmiş uzak diyarlara su... Ateş kızmış ateş yakmış ormanları... Aramış suyu diyarlar boyu günler boyu geceler boyu.
Bir gün gelmiş suya varmış yolu.
Bakmış o duru gözlerine suyun biraz kırgın biraz hırçın. Ve o an anlamış ; aşkın bazen gitmek olduğunu.
Ama gitmenin yitirmek olmadığını...
Ateş durmuş susmuş sönmüş aşkıyla.
İşte o zamandan beridir ki : Ateş sudan su ateşten kaçar olmuş. Ateşin yüreğini sadece su suyun yüreğini sadece ateş alır olmuş...
Can yüceL
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...
-
İşte yağmurun keyifli odasından kareler, biz hem çok sevdik hem de çok rahat ettik, bütün döküntümüzü alıyor.. Hani ikeadan resmini ekled...
-
İşte sonuç...:) Ama yine yaptım yapacağımı, akşamüstü annemi aradım, bu arada yağmur kardeşiyle oynuyordu, onların sus pus olduğu bir an...
-
Daha dün öğrendiği için tam seri gidemiyoruz ama bir kaç güne daha güzel çalmaya başlayacak kızım:) Aferin minnoşuma.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder