10 Kasım 2010 Çarşamba

Saat 9 u 5 geçiyor sirenler çalıyor...72 yıl önce aramızdan ayrılan büyük Atatürk için çalıyor sirenler...hep böyle hüzün dolar içim bu dakikalarda...hayatını milletine adamış, o millete cumhuriyeti, özgürlüğü vermiş ...bu yüzden minnet duymalıyız her koşulda...
Bu hafta nedense sabahları perdeleri açtığımda hep diyorum ki güzel güneşli bir gün olacak ama böyle yarım saat 1 saat sonra anlıyorum ki çıkmayacak güneş...çıkma ya çıkmazsan çıkma zaten yüzünü gösterdiğin şimdilerde nazından...
Dün akşam çok curcuna bir gündü özge bendeydi arda yaktı yıktı ortalığı yağmur ağlama krizlerine tutuldu...onlar gidince yağmuru yatırdım yatağına, bir masal okudum, sarıldım;
-Anne seni çok seviyorum ...dedi
-canım benim bende seni çok seviyorum ne oldu şimdi?
-İşte öyle çok özledim seni...
-Canım kızım bende seni çok özlüyorum, sen benim için bu hayatta en önemli varlıksın, sadece sen ol bana yeter.....
-Ağlayacak gibi oldum şimdi yine anne...
-Niye anneciğim?
-Okulumu öğretmenlerimi, arkadaşlarımı özledim....
(O sırada bir gıdık attım)
- nasıl yani:) en çok beni mi onları mı özledin?
-ikinizi de
:)
Aramızda geçen diyalog buydu, duygusallığı üzerindeydi kızımın dün gece...Neyse bende etafı topladım çamaşır sulu suyla sildim tezgahı çöp kovasının olduğu dolabı da sildim, mis pırıl yapıp yattım çok uykum varmış hehalde gece 1 kere uyandım sabaha doğruydu o da... normalde 3 kez kalkarım...
Neyse pek yazasım yok bu sabah. açaılıp kendime gelince artık...gidip eski kitaplığı boşaltayım hoşuma gidiyor eskilere dokunmak onları ayıklamak....dün gece yağmura günlük tutalım dedik tabi yağmurun dilinden mesela sinemaya mı gittik o gün sinema biletini yapıştırırz o sayfaya yediği bir çikolataysa onun poşetini koyarız küçük bir de not iliştiririz istediği sürece...güzel olur diye düşündüm, içi renkli sayfalarla dolu bir ajanda vardı onu vermek için aldım elime baktım ilk sayfalarına yazmışım bir şeyler yine 2008 yılında:) hoşuma gitti böyle bulup okumak...bakalım belki bulurum yine bir şeyler...
................................................
Yukarıda yazılan kitaplık işlerini yapmadım. yapmam gereken ev süpürme ve ütü işini de yapmadım, çıktım beşiktaşa gittim yürüyerek, hava çok güzeldi yağmura çorap aldım kahve içip yürüyerek eve döndüm. çok işim var kafam bir dünya dolu...ama bayramdı tatildi derken dokunmakta istemiyorum. bayramdan sonra diyorum. bugünkü iş görüşmesine de gitmedim öğrendim ki iş çıkış saati 18,30 uymaz bana. bana ne uyar onu da bilmiyorum sanırım evde oturmak en iyisi. rahatım bozulmadı yani. çok mu bencilim:( şimdi kitap okuyacağım, akşama yağmurla oyun oynamaya söz verdim. saçlarımı kestirmekten de vazgeçtim, kırmızı çorabım ve elbisemi giyip denedim süper hoş oldular en kısa zamanda giyeceğim sık sık...Chesecake yapmak istedim ama yapacağım tarif çok uğraştırıcı, bilmiyorum ki yapsam mı? dur bakalım dışarı çıkıca tekrar karar vereceğim, perdeler kirlendi tatil dönüşü perdeleri yıkamak lazım iyi bir temizlik şart oldu, diyerek günlük havadisleri burada noktalıyorum...yarın erkenden hareket etmem gerek, bazı planlı işlerim var 2 ye kadar kitaplığın gelmesini bekleyeceğim sonrasında currr sokaklara tekrar. valla gidiyorum kitap okumaya...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...