3 Kasım 2010 Çarşamba

Sabah oldu, herkes görevlerini yerine getirmek için işlerine güçlerine gidiyor, apartmanın kapısı bir açılıyor bir kapanıyor, kimbilir hepsinin birbirinden ayrı ne düşünceleri, ne dertleri var...böyle böyle geçiyor günler her yeni gün yeni bir heyecanla uyanıyor insanlar... ben nedense mesela akşamdan düşünürüm ertesi günü böyle nedense heyecanlanırımda ne bilim yapacaklarım için mesela...mesela bugün pastanın pandispanyasını yapacağım. çok heyecanlı bir şey değil mi:) valla benim için öyle bir de yarın onun pasta haline gelişini düşünürsek daha da heyecanlı olacak yarın...normal pastalardan başlayacağım sonrasında da geliştireceğim vazgeçtim kurslardan kendim öğreneceğim zaten temelini biliyorum bana süslemeyi öğretseler ne olacak ki bir iki yamuk yaparım üçüncüde düzelir. bazen sadece keriz yerine koyulursun çünkü...kişiden kişiye değişir tabi, ama ya 11 milyarcığım olsa giderdim bak o kursa feci bir şey o. neyse şimdi pasta yapıcam ya satıcam artık onları :) kazandığım paraları da biriktirip kursa giderim. artık bir pastadan ne kazanacaksam sanki seri üretim için beni bekliyor herkes:) kendim yapıp kendim yerim artık. bazen fazla dalıyorum hayal dünyasına herhalde ben. çocukluğumda da böyleydim kendime oyunlar kurar saatlerce ayrılmazdım başından dünya umurumda mıydı acaba? şimdi yağmura bakıyorum 10 dk dalmıyor bile bir şeylere zaten bebeklerle hiç oynamıyor, nerede ben nerede yağmur...sabah aldı 4 tane barbi bebek yanına gitti okula. onları da oynadığından değil işte, çarşamba günleri oyuncak günleri işte kızlara gösterecek...camdan onu uğurlarken düşündüm ben çok daha büyüktüm yağmurdan barbi bebeğim yoktu, apartmanda arkadaşlarımızın hep vardı çok isterdim ama pahalıydı, nerede alıcaksın var annemin başında 4 çocuk sadece baba çalışıyor hangi birinin isteklerine yetişeceksin ...ama anneciğim bir yılbaşı akşamı bana süpriz yapmış almış o her gün okula giderken eczanenin vitrininde gördüğüm barbi bebeği..Bu arada eczanede ne işi varmış bebeğin bilmiyorum belki de ben öyle hatırlıyorum 8000 lira mı 180000 lira mı öyle bir şeydi. çok sevinmiştim o zaman. gerçi o zamanlar oyuncakçılar mı vardı şimdikiler gibi hele ki barbi bebek tek tük satılırmış işte....eczane doğrudur..demem o ki yağmurun neredeyse var 10 tane barbi bebeği ben almasam başkası alıyor, sevmiyorum bu durumu doyumsuz olmasından korkuyorum. şimdi benden sürekli winx kızını atıyla beraber istiyor, o gün sinemadan çıkınca istedi, almadım tabi ki oturdum anlattım ona da şimdi alamayacağımızı, bugün sadece sinema günümüz olduğunu, para durumumuza bakıp ancak gerekirse o zaman alacağımızı anlattım, anlatınca anlıyor olması çok güzel neyse ki, belki de bebekliğinden bu yana böyle davrandığım için...o yüzden fazla korkmuyorum yani isyankar bir çocuk değil yağmur, gayet uyumlu sakin...tutturan bir çocuk ta olmadı hiç belki genetiktir ama bence anne baba tutumundan da kaynaklanıyor. bak şimdi yine düşündüm de biz korkardık hep annemizden babamızdan hafta içi saat 9 dedin mi biz yataktaydık nerde annemize naz yapalım iki göz yaşı dökelim de bize kıyamasınlar düşüncesi, mümkün mü, valla iyi yetişmişiz yani ama çok şey takılır kafama işte bazen kendimde gördüğüm eksikliklerin çoğunu çocukluğumdaki tutumlara bağlarım. o yüzden aynı yanlışı yapmamaya çalışırım yağmura.
Dün öğlen çıktım dışarı, çok sıcaktı, güzel bir hava vardı, verdim süpürgeyi tamire, aldım pasta çemberimide, beşiktaşta dolaştım, hava güzel olunca özgede çıktı onunla oturduk beltaşta çay içtik , sağolsun arda fırsat vermiyor konuşmaya ama işte birikmiş konuları konuştuk. özgeyle ne zaman bir yere gitsek oturup bir şeyler içmeye, rezil olmuş bir şekilde çıkıyoruz oradan.. yerlerde ardanın attığı yemek artıkları, bir dünya peçete yerdeyken bir o kadar da masanın üzerinde, çay şekerleri dağılmış, kimi zaman çay kaşıkları çatallar yerde..öff işte rezalet yani arkamızdan ne söyleniyordur garsonlar kimbilir...zaten ben diyorum mümkünse bir gittiğimiz yere bir daha gitmeyelim. neyse akşam da özgeye geçtik aybars yağmuru alıp getirdi okuldan, yemek yedik güzel oldu geç döndük eve aybars çalıştı malum şirketi kurtaracak süperman O :) aman neyse çalışsın modundayım malum ben çalışmadığım için aybarsın son sürat şirketi kurtaracak seviyede çalışması gerekecek...akşam dua ediyorum zaten Allah kuvvet versin sana aybars diyorum başına kaldık uğraşıyorsun bizimle diye...
Bugün evde olacağım valla hiç çıkasım yok dışarılara, yemeğim yok yemeklik almaya çıkarım sadece değişik bir şeyler yapayım kereviz çorbası çekti canım mesela terbiyelisinden. pastamı yaparım işte, hımm internetten bakacağım şeyler var onlara bakacağım dün beşiktaşta kabalcıdan yağmura kitap baktım çok fazla yayın var kalakaldım bir de çok pahalıydı internette daha ucuzdur muhakkak. onlara bakacağım mesela. ben de bir süre kendime kitap almayacağım, evdekileri okuyacağım bir iki okumadığım sıkıldığım kitap vardı onlara bakacağım. yaşlılığıma ayırmıştım aslında ama şu ekstreyi bir kaç ay içinde düzene sokmam gerek çok para harcamışım o yüzden azami dikkatteyim. benim sağım solum belli olmaz gerçi en dayanamadığım şeydir ama yok almayacağım nasılsa var evde kitabım...
Bu arada dün kitap okuyamadım oturup onu bitireceğim bugün.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...