20 Nisan 2011 Çarşamba

Yağmur Toyota reklamında babasının kucağındaki ikiz kızları gördü...
-Anne bu kızların ikisi de aynı
-Evet canım çünkü onlar ikizler
-Ama ayşeyle mete de ikizler onlar birbirine benzemiyor...
-Hımm... şimdi yağmur, annelerin karnında yumurtalar olur hamileyken, eğer bir tane yumurtadan iki bebek çıkarsa birbirlerine tıpatıp benzerler ama eğer iki yumurtada da birer bebek olursa, onlar doğunca birbirine benzemezler....

Anlatımım yeterli olacak ki akşam bana aynısını tekrar ediyordu :)






Dün de neredeyse 10 gündür okuduğumuz kitabımız vardı, dün artık son iki bölümü okuduk, orada da çok ayrıntıya girilmiş bende kısaltarak okudum yağmura, kitap bitince baktım yağmur tam emin değil bir şeylerden...sordu hemen o ayrıntı dediğim yerlerde saklı olan soruyu...eyvah dedim kaçırdık bundan sonra ayrıntıları da okuyacağım, şimdi bugün çözeceğiz kitabın son bölümlerini eksiltmeden okuyacağız, bir dedektiflik hikayesiydi asıl amacımız büyük bir merakla suçlunun kim olduğunu bulmaktı...aslında suçlu olan kişi insanların gözüne girerek kendini masum gösteren zebercetti.







Akşam yaptık yine bezeyi...söz verdik bir kere yağmur durur mu, bugünde çoğunu poşete koyduk arkadaşlarına süpriz olarak götürdü...haftaya yağmurun sınıfında etkinliğimiz var, yağmur okula gidip arkadaşlarıyla etkinlik yapacağım için pek keyifli...aslında ben de çok keyif alıyorum orada olmaktan, birbirinden farklı onlarca çocuk hepsinin bakışı ayrı merağı ayrı, kimbilir dünyalarında neler olup bitiyor, biz hayatı acımasız olarak görürken onlar hayatın bu tarafından bi haberler, sadece bulundukları an'ı yaşıyorlar..en güzelini farkında olmadan yaşıyorlar, o yüzden değilmidir içimizde çocuk kalma isteğimiz?

Bu ay ki konuları yemekler, evde minik tart kalıplarımız var onları götüreceğiz, eminim çok keyif alacaklar çünkü tartların içine çikolata da koyacağız :)



Bu aralar bende de ıspanaklı kıymalı börek hastalığı var, geçenlerde canım çekti yapmıştım bi tepsi ama pek beğenmedim onu, yanlış yapmışım çünkü...
Hafta sonu rifinin doğumgününde ebru lor peynirli ıspanaklı yapmıştı o da çok güzeldi...dün dayanamadım yine canım çekti, evde de vardı ıspanak, oturdum üç yufkadan yaptım ama bu süper oldu, yaptığım börekler içinde en güzeli en keyifle yediğim börekti, akşam yemeği yemedim börek yedim, son yufkayı bol karabiber ve pulbiberli yapmıştım, acı acı öyle güzellerdi ki nerdeyse bir yufkayı yedim, doymadım sabah sabah acı acı iki dilim kalmıştı onu da yedim güzel demlenmiş çayımla...


Şimdi yağmurun durmasını bekleyeceğim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...