23 Şubat 2012 Perşembe

Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama
Yarım saat erkene kurulsun saatin.
Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin..
Pencereni aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin…
Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin…
Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin.
Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart,
Çek kızarmış ekmek kokusunu içine,
Bak güzelim kahvaltının keyfine . . .

CAN YÜCEL

Bir arkadaşım yollamış bana bu şiiri, içim eziliyor bu adamın şiirlerini okurken...yaşamak adına belki de...Kızarmış ekmek kokusu gibi evet , içine çekerek yaşamalı insan, oysa yaşarken ne kadar eksik yaşıyoruz şu hayatı, ne kadar noksan, ne kadar uzaktan bakıyoruz kendimize, aslında bir adım yakınımızda olan asıl kendimize, sürekli bir hayal ve keşkelerin uzaklığında yaşıyoruz kendimizi...

Neyse...

Bugün günlerden sonra, 10 günü aşmıştır dışarı çıkıp yürümeyeli, dışarı çıktım 1 saatliğine... öyle iyi geldi ki, sokak aralarında yürüyüp "şu şöyleydi, bunu da böyle yapmıştık, şunu yapardık, bunu yapsaydım:) gibi bir sürü cümle karmaşası arasında aslında bir o kadar da ferah bir halle yağmurumu almaya gittim, çok sevindi beni görünce, sarıldı "çok özlemişim anne" dedi "senin beni okuldan almanı" içim kıpır kıpır kıpırdadı, öptüm yanaklarını , öptüm ellerini...beraber dolaştık biraz, sahile inecektik ama hava soğuktu, ihtiyaçlarımızı karşılamak için çarşı pazar dolandık biraz...Şimdi evdeyiz iki kızımda uyuyor, yağmur uyuyakaldı, aylinse dün gecenin yorgunluğunu atıyor...uyandı mı dün sabaha doğru 4,30 gibi uyumak bilmedi açtı minik gözlerini , canı gezmek istemiş belli ki bir oyana bir bu yana gezdirdik aylin hanımı, sonunda artık saat kaçtı bilmiyorum ama hava aydınlanmıştı uyuyakaldı, ne derdi var bilmiyorum ama uyumayı sevmiyor :(

Zaman nasıl geçiyor anlamıyorum...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  Günlük hayatın diliyle bile bazen yazıldığında geriye dönüldüğünde ne çok şey anlatıyor şu satırlar. Aklımızda kalır sanıyoruz, hiç unutul...